SON DAKİKA

CUMHURBAŞKANLIĞI REJİMİNDE VALİLERE YENİ VE ÖNEMLİ YETKİLER VERİLMESİ TOPLUMA NE GİBİ FAYDALAR SAĞLAR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Değerli Okurlarım,

1923 ten bu yana yani 29 Ekim 1923 te 24 Haziran 2018 e kadar ülkemizde mevcut olan meclis ağırlıklı parlamenter sistemimizde vilayetlerimizin başında bulunan valilerimizin yetkileri şüphesiz başında bulunduğu bölgeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yahut iş başındaki hükümet adına yönetmeye yapılması gereken icraatları yapmaya yeterli oranda mevcuttur.

Ancak ülkemizde mevcut bulunan kuvvetler ayrılığı prensibi nedeniyle bu prensip uyarınca valilerimizin icrai yetkilerini kullanmaları bir oranda sınırlanmış yetkilerini kullanmada dolaylı kullanma diyebileceğimiz bir kullanma sistemi mevcuttu. Öyle ki vilayette iş başındaki valilerimiz bir yandan yürütmenin başı durumundaki devlet başkanını yani cumhurbaşkanını temsil ederlerken bir yandan da başbakanın emri altındaki kabineyi temsilen kabine dahilindeki bakanları temsil ediyor, o bakanların yetkileri dahilindeki uygulama ve icraatlarla da ilgilenmek gerçekleşmesine nezaret etmek durumunda kalıyorlardı.

Valilerimiz birinci elden amirleri oldukları memurların yönetim ve denetim işleriyle ilgilendikleri gibi ilçelerdeki kaymakamların ve onların emri altındaki devlet memurlarının da yönetim ve denetim hatta tayin ve ceza işleriyle de yakından ilgilenmek, onlarla ilgili icraatların gerçekleşmesinden de sorumluluk taşıyorlardı.

Sözün kısası parlamenter rejim sistemi içerisinde valilerimiz yargı organları ve askeri organlarda görevli bulunanlar dışında yani hakimler, savcılar ve jandarma, kara, deniz ve hava kuvvetleri personeli dışındaki görevlilerin her birine emir verme, onlardan icraat isteme, yaptıkları icraatları kontrol ve denetleme yetkisine haiz bulunmaktaydılar.

Bu yüzdendir ki valilerimiz yaptıkları icraatlarında direkt olarak kabineyr karşı sorumluluk taşırken yetkilerini onlarla teşriki mesai halinde bulunarak kullanmak mecburiyetinde idiler. Valilerimizin tayin ve azilleri yaptıkları işler nedeniyle cezalandırılmaları veya mükafatlandırılmaları iç işleri bakanlığı dahilinde olduğu gibi icrai işlerinde de yönetsel işlerinde de iç işleri bakanlığı emrinde bulunmakta idiler.

Bütün bu şahsi düşünceme dayanan bilgilendirmelerden sonra hemen vurgulamak isterim ki valilerimiz sözünü ettiğim bu yetkilerini kullanırken bu icraatlarını gerçekleştirirken direkt vermesi gereken kararları kendileri verememekte, kendi üzerindeki amirlerinin aldığı kararları yansıtan bir uygulamayı gerçekleştirmekte, yaptıkları icraat ve uygulamaları anında kendi üstlerine aktarıp icraat ve uygulamalarında gidişata üstlerinin ilettikleri kararlara göre hareket etmek durumunda idiler.

Valilerimizin bu durumu bulundukları sahada ani olarak gerçekleşmesi gereken uygulamaların yapılmasında ortaya çıkan bazı krizlerin çözümünde geç kalınmalara sebep olduğu görülmüş veya düşünülmüş olmalıdır ki ülkemizde uygulamaya konulan başkanlık sistemi olmasına karşılık halka daha şirin gözükmesi amacıyla cumhurbaşkanlığı rejimi adı verilen rejim başlangıcında valilerimizin yetkileri arttırılmış, yanlış anlamadıysam, yanlış değerlendirmediysem valilerimize başında bulundukları bölgenin, vilayetin olası icraatlarında kendi kendine karar verme ve gerçekleştirme yetkisi tanınnış gözükmektedir.

Bu günkü durumda valilerimiz başında bulundukları vilayet hududları dahilinde durum ve şartlar gerektiğinde her türlü icraat konusunda karar verip, uygulamaya koyma imkanına kavuşturulmuşlardır düşüncesindeyim. Bence valilerimizin kazandıkları bu durum bir oranda Osmanlı Devleti bünyesinde yer almış olan eyaletlerin başındaki beylerbeylerin durumuna benzemektedir yada benzetilmeye çalışılmış bir görüntü arz etmeye çalışılmıştır.

Nasıl Osmanlı beylerbeyleri bulundukları eyaletler dahilinde adeta sınırsız diyebileceğimiz yetkilere haizse ülkemizde valilere yeni yetkiler tanıyan kararnamelerle valilerimiz de bulundukları vilayetlerden aldıkları bu yeni yetkilerle cumhurbaşkanı başkanlığındaki yürütme organı adına beylerbeylerinin durumuna yakın bir önem kazanmış gözükmektedirler. Bu yeni yetkilerin valilere verilmesi özellikle terör olaylarının anında bastırılması açısından asayişi tayin etmekle görevli polis ve jandarmanın çabuk harekete geçmesi imkanını sağladığı gibi toplum içindeki asayişle ilgili düzensizliklerin ve uygunsuzlukların ortadan kalkmasına hizmet edeceğini düşünmekteyim. Grev ve lokavt gibi toplumsal hareketlerin de kontrolünün sağlanmasının çabuklaşmasına hatta başlamadan bitmesine sebep olarak vilayet dahilinde oluşabilecek ekonomik kökenli huzursuzlukların da ortadan kalkmasını sağlayacaktır düşüncesindeyim.

Yine şahsi düşünceme göre ülke dahilindeki sorunların halledilmesinde Ankara’yı yani merkezi rahatlatacak, sorunların Ankara’da birikmesini önleyecek bir yetki dağıtımı olarak da valilerin yetkilerinin arttırılmasını görmemiz bu sorunların çözülmesini yerele indirgeyerek çabuklaştıracak şekilde faydalı bir yetkilendirme olarak da görmemiz mümkündür diye düşünmekteyim. Sözün kısası valilere daha fazla yetki veren uygulama dünya siyaset tarihinde görülen yeni bir uygulama olmadığı gibi gerek Türk tarihinde, gerek Anadolu tarihinde daha önce uygulama bulmuş ve uygulandığında da toplumsal konuların yerel bazda daha çabuk halledilmesini sağlamış faydalı bir durumdur. Tarihte yer alan Türk devletlerinin hemen hemen her birisinde eyalet yöneticileri, vilayet yöneticileri bu tür yetkilere sahip kılındığı gibi Anadolu üzerinde görülen devletlerde de benzeri uygulamalar söz konusu olmuştur. Nitekim Büyük Roma ve Bizans dönemlerinde vilayet denilebilecek itemlerin başındaki valiler Pers dönemindeki satraplar, İskender dönemindeki diadohlar hep bu tür yetkilerle bağlı oldukları devletlerin emrine verdikleri vilayetlerde icraatlar yapmışlar, halka hizmet etmişlerdir. Ne var ki valilere verilen bu tür yetkiler genellikle tek adam yönetimindeki devletlerin bünyesindeki valilerin şahıslarına verilmiş, iş başındaki tek adamın adına onun icraatlarını kolaylaştırmak maksadıyla, onun yükünü azaltmak maksadıyla tanınmış haklar olmuşlardır. Parlamenter rejimle yönetilen sahalarda valilere bu tür yetkilerin verildiğini görmek pek mümkün olmamıştır. Sonuç olarak şunu vurgulamak isterim ki son dönemde valilerimize tanınan yetkiler olayların ve sorunların yerelde daha suratle hallini sağlayacağından bu tür yetkilerle donatılmış valilere sahip ülkemizde asayiş sorunları, terör sorunları daha kolay halledilecek toplum daha çabuk huzura kavuşturulacaktır diye düşünmekteyim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
    logo
    Bandırma Yaşam En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.