Çanakkale Cephesi ve Onun Günümüzde Kötü Amaçla Değerlendirilebilmesi Tehlikesi

18 Mart Çanakkale zaferinin kutlanılması nedeniyle ortaya çıkma ihtimali olan bir tehlikeyi de vurgulamamız gerekir düşüncesindeyim. Ülkemizde ümmetçi zihniyet sahiplerinin şeriatçı, hilafetçi, saltanatçı kesimlerin daha doğrusu eski rejim özentisi içerisinde bulunan kitlelerin 18 Mart Çanakkale zaferini Osmanlı hanedanının zaferi olarak gösterip bu zaferin yaratılmasında Mustafa Kemalin rolünü yok derecede gösterip onu küçültme, değersizleştirme çabalarına alet etmeye başladıklarını da söyleyebiliriz kanaatindeyim.

Sözüne ettiğim kesimler ve onların halk arasında oluşturdukları tarikatçı ve cemaatçi kitleler 18 Mart Çanakkale deniz zaferini ön planda tutup bu zaferi överken 18 Mart deniz zaferinde katkısı ve rolü olmayan Mustafa Kemal’i Türk halk kitleleri gözünde küçültmek yok kabul ettirmek için bu deniz zaferini yaşatan bazı Osmanlı komutanlarını ön plana çıkarmaya, Çanakkale zaferin bunlara mal etmeye yönelmiş görünmektedirler.

Hatta 18 Mart Çanakkale deniz zaferinde Türk topçusunun ve Almanya’nın bize gönderdiği modern hovitzer toplarının hiç rolü yokmuş gibi gösterip anlatmaya, Nusret mayın gemisinin döşediği mayınların hiç etkisi yokmuş gibi anlatıp Çanakkale deniz zaferini evliyaların etkilediği rüyalarıyla hareket ettiği belirtilen bazı komutanların bu zaferi getirdiğini söylemekten çekinmeyen kesimler olduğunu da görmekteyiz. Oysa 18 Mart Çanakkale deniz zaferi onu takiben başlayan 25 Mart kara savaşları ne evliyaların ne evliyaların etkilediği kendi kendine hareket eden topların, tüfeklerin zaferi değildir.

Bu zaferin kazanılmasında Çanakkale cephesinin düşmemesinde Çanakkale boğazının geçilip başkent İstanbul’un teslim alınıp Osmanlı devletinin savaş dışı bırakılmamasında en büyük etken Mustafa Kemal ve onun önderliğindeki Türk subayları ve Türk Mehmetçiğidir. Tabi ki 18 Mart Çanakkale deniz zaferinin kazanılmasında Almanların desteği ile oluşturulan Türk hava kuvvetinin de rolü büyüktür. Çünkü Çanakkale deniz savaşı sırasında önceden döşenen Türk mayınlarını temizleyen itilaf devletlerinin bu sahayı temizlediğini görüp itilaf devletleri donanmasının kolayca geçebileceği sahaları Türk keşif uçakları tespit edip bildirmişler ve Nusret mayın gemisi bu gösterilen sahayı yeniden mayınlayıp düşman gemilerinin önemli bir kısmının harekat başladığında batmasını sağladığını unutmamak gerekir kanaatindeyim.

Kısacası vurgulamak isterim ki 18 Mart Çanakkale deniz zaferi ve onu takip eden kara zaferleri Mustafa Kemalin ve onun önderliğindeki Türk subay ve erlerinin kahramanlıkları, fedakarlıkları, canlarını hiçe saymaları sonucu kazanılmış bir zaferdir. Tabi ki Çanakkale cephesinin düşmemesinde müttefik armadayı rahatsız eden alman deniz altılarının da müttefiki Türk ordularının safında yer alıp iştiraklerinin de etkisi büyüktür. Bütün bunlardan sonra şunu özellikle vurgulamak isterim ki Türk toplumu yukarıda sözüne ettiğim kitlelerin etkisinde kalarak Mustafa Kemal’i ve Türk silahlı kuvvetlerini Mustafa Kemal’in oluşturduğu Türkiye Cumhuriyeti devletini bugünkü parlamenter, demokratik, laik rejimimizi küçük görmeye yönelmesin. 18 Mart Çanakkale deniz zaferini Mustafa Kemal ve onun eseri parlamenter Türkiye laik demokratik rejimini küçük görüp terk etmeye onun yerine Osmanlı benzeri hilafetçi, saltanatçı, tek adamcı rejimler istemeye yöneltmek isteyen kitlelerin etkisinde kalarak bu yolda çalışmalara Türk toplumunu, Türk milletinin, vatandaşlarımızın destek verip katılmamaları gerekir kanaatindeyim. Bu nedenledir ki önümüzde gerçekleşecek yerel seçimlerde ve daha sonra gerçekleşebilecek bütün seçimlerde cumhuriyetçi, laik kuvvetler ayrılığı prensibine dayalı parlamenter bir rejim isteyen ve uygulanmasını arzulayan vatandaşlarımızın gerçek milliyetçi, gerçek ilerici gençler başta olmak üzere vatandaşlarımızın seçimlerde ümmetçi, tarikatçı ve cemaatçi ümmetçilerle ittifak içinde olan sahte milliyetçi kitleleri destekleyen onlar kolaylıklar sağlayıp hizmet edecek yapıdaki siyasal partilere uzak durup onlara seçimlerde destek vermemesi gerekir kanaatindeyim.

Çünkü onların yani saltanatçı, hilafetçi gerici rejimlerin ister Türk ister kendilerini başka milletmiş gibi gören bazı kitlelerin milliyetçilerinin amacı onların istediği gibi gerici bir Osmanlı benzeri devlet oluşturmak veyahut bugünkü devletimizin yerinde farklı devletçikler oluşturmaktır kanaatindeyim.

Bu yüzdendir ki vatandaşlarımızın bu yerel seçimlerden başlayarak 18 mat Çanakkale deniz zaferi kutlamaları esnasında dile getirilecek beyan edilecek gerçek olmayan sözlere kanarak Osmanlı devleti benzeri devlet sistemi oluşturmaya yönelecek bugünkü rejimimizi kötü görerek ona son verecek kitlelere destek veren siyasal partilerden mutlaka uzaklaşmalı, ilerici laik parlamenter rejim taraftarı gerçek milliyetçi siyasal partilere ve onların adaylarına destek vermeleri gerekir kanaatindeyim. Umarım içtenlikle vatansever duygularla 18 Mart Çanakkale deniz zaferini ve ondan sonra gerçekleşecek kara savaşlarını kutlayacak insanımız gerçeği görür bu zaferin Mustafa Kemal ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kötülenmesine izin vermez, önümüzdeki seçimlerden başlayarak gelecek tüm seçimlerde sözüne ettiğim tüm kesimlere ve onları destekleyen siyasal partilere gereken cezayı onlara destek vermeyerek gerçekleştirir.