güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Camilerimizin Yaptıranların İsimlerini Taşıması Daha Gerçekçi Bir İsimlendirme Olacaktır

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Bu yüzden yapılan ve yapılacak camilerimizin isimlendirilmesinde siyasal fikirlerimize, dinsel düşüncelerimize, tarikatlarımıza, cemaatlerimize göre değil, ya yaptıranın veya yaptıranların isimlerini taşıyan veya yapıldıkları mahallenin, semtin ismini taşıyacak şekilde isimlendirilmesine dikkat etmemiz daha yerinde olacaktır düşüncesindeyim. Yine isimlendirmeler konusunda dikkat edilmesi gereken bir hususta bazı camilerimizin yetersizlik sebebiyle yahut bakımsızlık, haraplık sebebiyle yıkılıp yenilenmesi neticesinde yeniden isimlendirilmeye tabi tutulmasında dikkat etmek gerekir düşüncesindeyim.

Çünkü ülkemiz dahilinde, ilimiz dahilinde yıkılan yeniden yapılan bazı camilerimizde yeniden isimlendirilmeye gidildiğini ilk yaptıranların ismi yerine yeniden yaptıranların isimlerini veya yeniden yaptıranların uygun gördüğü isimleri taşıdığı görülmektedir. Nitekim bunun en tipik örneğini Bandırma’mızda Dere Mahallesi’ndeki camide görebilmekteyiz. Bu camiyi ilk yaptıran kişinin adı  farklı olmasına karşılık bugün bu caminin Yunan işgali sırasında yıkılışından sonra, yanmasından sonraki dönemde yaptırıcısı olan Bandırma’nın eski zenginlerinden Habibullah’ın adıyla anıldığını halkımızın bir kısmının bu camiyi Habibullah Cami olarak adlandırdığını gördüğümüz gibi bir kısmının da bu camiyi bulunduğu mahallenin adıyla isimlendirip Dere Cami yahut Dere Mahallesi cami olarak isimlendirdiğini görmekteyiz.

Bence bu tür isimlendirmeler de yanlıştır. Gerçekçi bir isimlendirme olarak bu caminin ve bu duruma düşmüş camilerin isimlerinin mutlaka ilk yaptıranların ismini aksettirmesi daha gerçekçi, daha tarihi çerçeveye uygun olacak bir isimlendirme olacaktır düşüncesindeyim. Yine Bandırma’mızda aynı özelliği gösterir bir duruma sahip cami özelliğini bugün bir kesimin yanına büyük bir külliye oluşturmaya gayret ettiği caminin adı bir zamanlar Tekke Cami iken, bugün aynı cami karşımıza Ali Bezzaz Cami olarak çıkabilme ihtimali ile göstermektedir. Bu tür isimlendirmelerin bence gerçekçi olmaktan ziyade siyasi ve sosyal açıdan yaratılmak istenilen toplumsal etkiye hizmet maksadı ile yahut cemaatsal, tarikatsal etkilere ortam hazırlamak amacıyla yapıldığını düşünmek daha gerçekçi bir düşünce tarzı olacaktır düşüncesindeyim.

Böyle amaçlar olmamış olsa idi yıkılıp yenilenecek yahut restore edilecek camilerin, mescitlerin isimlerinin değiştirilmemesine dikkat edilmesi gerekirdi. Üstelik bu tür isimlendirmelerle ortadan kalkacak cami ve mescitlerin milletimizin, Türklüğün bu topraklardaki hakimiyetinin eskiliğini ifade imkanından uzaklaştırabilecek isimlendirmeler olduğunu da söylemek mümkündür. Bandırma’mızdaki Haydarçavuş Cami’miz bugün yaptırıcısı Haydarçavuş’un ilk yaptırdığından bu yana 3. Yapılış şekli ve görünümüyle karşınızdadır.

Ama bu camii hala ilk yapıldığı 1600’lü yıllardan bu yana aynı yerinde olup ilk yaptıran Haydarçavuş’un adıyla anılan bir camidir. Bu haliyle bu cami bir yandan ilk yaptırıcısının adını aksettirirken bir yandan da Türk milletinin Bandırma’daki varlığının ne kadar eskiye dayandığını görüntülemekte sergilemekte taşlaşmış bir şekilde izlerin ve dünyanın gözleri önüne sergilemektedir. Eğer bu caminin ismi değiştirilmiş olsaydı, başka bir isimle anılmaya başlanması gerçekleşseydi bu caminin Türklerin ve İslamların Bandırma’daki mevcutluğunu, varlığını bugünkü kadar açık ve seçik olarak gözler önüne sermesi mümkün olabilir miydi? Şurası da bir gerçektir ki bir ırkın, bir sahada yaşamış olmasının ne kadar süreden beri olduğunu gözler önüne sürecek delillerin başında geride bıraktıkları ibadethaneler, mezarlıklar ve diğer mimari eserler ortaya koyduğu, koyacağı muhakkaktır.

Nasıl bugün Yunanlılar Marmara, Ege gibi veyahut yurdun diğer yerlerindeki bazı tarihi ören yerlerindeki mimari eserlerle ortaya koymaya çalışıyor ve anadolunun eski bir Yunan yerleşimine sahipliğini dile getirmeye çalışıyorlarsa bizler de gerek ülkemizdeki gerek Türklüğün elinde olması gerektiğini savunduğumuz mahallerde Türk ırkının eskiden beri yaşadığını ispatlamak somut olarak gözler önüne sergilemek istiyorsak geride bırakacağımız, bıraktığımız sergilediğimiz başta cami, mescit, türbe gibi mimari unsurlarla buralarda Türk adını yaşatmaya bu isimlerin eskiliğini gözler önüne sergilemeye mecburuz düşüncesindeyim. 

Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.