Savaş sırasında başsız kalan ordu, kendi içinde Hristiyan komutan Jovian’ı imparator seçerek imparatorluk sorununu çözdü. Yeni imparator Jovian, Sasanilerle, Bizans için hiç de uygun olmayan koşullarda barış yaptı. İmparator Jovian, ordudan ayrı olarak 22 Ekim 363 tarihinde Antakya’ya geldi. Burada, Sasanilere taviz vererek antlaşma yapması sebebiyle hoş karşılanmadı. İmparator Jovian Antakya’dan İstanbul’a doğru yola çıktı ve yolda Kasım ayında öldü. İmparator Jovian’dan sonra imparator olan Valens (364-378) döneminde II. Şapur komutasında Sasani ordusu, 370 yılının kış ayında Anadolu’ya girdi. 0 dönemin Bizans İmparatoru Valens, Sasani ordusunun Anadolu’ya girdiğini haber alınca Magister Miliiumper 0/7e/ı/em(Başkumandan) Prokopios’u büyük bir orduyla Sasani ordusunun Anadolu'da ilerlemesini durdurmak için gönderdi.
Bizans-Sasani ordusu karşı karşıya geldiğinde Sasani Kralı II. Şapur, Bizans komutanı Prikopios’a mektup göndererek “Bütün ordunun savaşması yerine benim seçtiğim bir asker dövüşsün ve kimin askeri galip gelirse o ordu savaşı kazanmış sayılsın. Savaşı kazanan devletin lehine elli yıllık bir barış da yapalım.” Şeklinde bir teklifte bulundu. Her iki tarafta bu teklifi kabul etti. II. Şapur, Ardazanes adında bir askeri seçerken Bizans komutanı Prokopios, Areobindos adında bir askeri seçti. Bu dövüşten Areobindos galip geldi ve böylece bu savaşı Bizans ordusunun kazandığı varsayılarak Bizans’ın lehine elli yıllık barış antlaşması yapıldı. Bu savaşın galibi olarak Bizans Komutanı Prokopios ve asker Areobindos İstanbul'a döndüler.
Bizans İmparatoru I. Theodosios, M.S. 395 yılında büyük oğlu Arkadios'u devletin doğu, küçük oğlu Honorios’u ise batı yarısına imparator tayin etti. İmparator I. Theodosios’un yaptığı taksim aslında hiç de yeni bir şey değildi. Ancak önemli olan husus, bu taksimden sonra Batı Roma İmparatorluğu’nun ortadan kalkışına kadar devletin iki kısma ayrılmış olarak kalmış olmasıdır. Bununla beraber devletin birliği düşüncesi devam ediyordu. Ortada iki devlet değil, bir devletin iki imparator idaresinde bulunan iki parçası vardı. I. Theodosios (379-395)’un imparatorluk döneminde Bizans Devleti’nde Hristiyanlık resmi din olarak kabul edilirken Bizans-Sasani mücadelesi yeni bir şekil aldı.
Bizans Devleti’ni yöneten Arkadios öldüğünde sekiz yaşında olan oğlu II. Theodosios (408-450) imparator oldu. İmparator Arkadios, 408 yılında vefatından önce çocuklarının küçük yaşta olduğundan dolayı Sasani Hükümdarı I. Yezdigirt (399-421)’i vasi bıraktı. I. Yezdigirt, memnuniyetle bu vasiliği kabul etti ve II. Theodosios’a bakmak için kendi hanesinden bir mürebbi gönderdi. Daha sonra Sasani Hükümdarı I. Yezdigirt, Bizans eşrafına nameler göndererek çocuğa ihanette bulundukları takdirde onlara karşı sonu gelmeyen bir muharebe açacağını bildirdi. II. Theodosios, Bizans imparatoru olana kadar Sasani Hükümdarı I. Yezdigirt'in koruması altındaydı. İmparator II. Theodosios, henüz sekiz yaşında imparator olduğundan ve amcası Honorios’un oğlu olmadığından imparatorun ihtiraslı ablası Pulkheria, Bizans Devletimin yönetiminde etkili oldu.
I. Yezdigirt (399-421), Bizans Devleti ile iyi ilişkiler kurmasıyla hükümdarlığı döneminde Hristiyanlara karşı dini tolerans uyguladı. Hristiyanların eziyet görmelerine engel oldu. Üstelik bunun aksini uygulayan asilleri ve rahipleri de cezalandırdı. Bizans ile uzun süren bir barış antlaşması imzaladı. Bu yüzden Hristiyanlık İranlılar arasında yayıldı ve bu konuda Maiperkat Piskoposu Marutha ara bulucu olarak çalışıyordu.
Sasani Kralı I. Yezdigirt’in krallığının son yıllarında Bizans-Sasani barışı uzun yıllar bozulmadığı için Bizans yönetimi Anadolu'nun doğusunun ekonomik ve siyasi yapılanmasıyla ilgilendi ve bu iş için doğu ordusu komutanı Anatolius’ı görevlendirdi. Doğu ordusu kumandanı Anatolius, Garin şehrine Bizans İmparatoru II. Theodosios’un onuruna Theodosiopolis (Erzurum) adını verdi. Şehri geniş bir hendekle çevirdi, duvarların temellerini çok derinlere attı ve surların üzerine muhteşem kuleler dikti; bu kulelerden ilkine imparatorun onuruna Theodosia Kulesi adı verildi.
Şehrin ortasında, bir tepenin üstünde, çok sayıda silah deposu inşa etti ve buraya Augusteum adını verdi. Şehri silahlarla ve askeri birliklerle doldurdu. Bizans, barış döneminde bu şekilde doğu sınırını güçlendirdiği sırada Bizans İmparatoru II. Theodosios’un vasisi olan Sasani Kralı I. Yezdigirt, 421 yılında öldü. Yerine oğlu V. Behram, geçerek 17 yıl hüküm sürdü. V. Behram, babası I. Yezdigirt’in kurmuş olduğu ve hükümdarlığı boyunca devam ettirdiği Bizans-Sasani barışını bozdu. Sasaniler, uzun yıllar devam eden barış antlaşmasını bozarak Bizans sınırına saldırıya geçtiler; fakat sonuç alamadan döndüler. Ancak bu savaş herhangi bir sınır değişikliği getirmedi ve 422 yılında, yüz sene sürmek üzere, aslında bir yıl bile devam edemeyen bir barış antlaşması yapıldı.
Bizans yönetimi Sasani Devletimden barış antlaşmasının şartı olarak yüklü miktarda para talep etti. V. Behram babasının döneminde sağlanan Bizans-Sasani dostluğunu bozduğundan dolayı yüksek miktarda tazminat içeren bu antlaşmayı kabul etti. Bizans yönetimi Sasani Devleti’nden savaş tazminatı olarak aldığı parayı Anadolu’nun doğusunda Bizans-Sasani sınırındaki kaleleri tahkim etmek için kullandı. Devam edecek…