güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

BANDIRMA’NIN UNUTULAN VE UNUTTURULAN KURTULUŞ YILDÖNÜMÜ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Kıymetli okurlarım,

Bandırma kurtuluş harbi açısından önemli olaylara sahne olmuş bir yerleşim yeri değildir. Hatta diye biliriz ki Bandırmamız kurtuluş harbinde öncülüğü ile değil sonunculuğu ile tanınan bir yerdir. Hatırlanırsa kurtuluş harbi açısından öncülük genellikle İzmir’e mal edilmektedir. Çünkü Yunanlıların ilk işgaline uğramış bir yerleşim yeri olmasına karşılık İzmir aynı zamanda kurtuluş harbimizin fiili olarak başladığı ilk yerleşim yeridir. Bunu izah etmeye kalktığımız da 2 tür silahlı direnişle izah etmemiz mümkündür. Bunlardan 1.’si  15 Mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’e asker çıkardığında İzmir de bulunan gazeteci Hasan Tahsin Recep veya bir başka adla Osman Nevrez tek başına Yunanlılara karşı silah kullanmış ve onlar tarafından şehit edilmiştir. Onun bu icraatı kurtuluş harbinin ilk silahlı direnişi kabul edilmiştir. Hatta bu nedenle onun adına onun direnişi gerçekleştirip şehit olduğu yerde ilk kurşun anıtı diye bir anıt yapılmıştır. Yine Ödemiş’te bir grup silahlı milisin Yunanlılarla yaptığı ilk mücadele de İzmir’de gerçekleştiği düşünülürse İzmir hakikatten kurtuluş harbinin ilk başladığı yerdir. Gerçi bu ilklik konusunda Balıkesir’imizi de hak sahibi yapan icraatlar vardır. Mesela 172.alay komutanı Ali Çetin Kaya’nın Ayvalık’ta yaptığı resmi asker ile gerçekleşen ilk silahlı mücadele de kurtuluş harbinin ilklerindendir. Yine Balıkesir kongresi de ilk yerel kongrelerdendir. Bunlarda Balıkesir’imizi kurtuluş harbi açısından ilk dedirtecek icraatları oluşturmaktadır. Ne var ki Bandırmamızı böyle icraatlar açısından söz sahibi olan yerler arasında görmemiz mümkün değildir. Bırakın ilk icraatları Bandırmamız kurtuluş harbi açısından vatandaşının sakinlerinin göğsünü kabartacak herhangi bir faaliyete sahne olmuş bir yer değildir. Oysa İzmir işgal olmadan önce hiçbir işgal yaşamadığı halde Bandırmamız Yunan işgalinden önce 2 işgal daha yaşamıştır. Bu yönüyle Bandırmamız Güney Marmara’da başlı başına ayrı bir durumdadır. Zaten Yunan işgali açısından Bandırmamız Yunan işgalini en son gören yerlerden birisidir. Bunun sebebini daha önce ki yazılarımızda belirttiğimi düşünüyorum. Ama yine de vurgulamak isterim ki Bandırmamız Yunan işgaline en son uğrayan yerlerden olmasını Osmanlının başkenti İstanbul’a yakınlığına ve o dönemlerde ki yöneticilerin İstanbul hükümeti ile dolayısı ile işgalci itilaf devletleri ile iş birliği halinde olmasına borçludur. Kaldı ki zaten Bandırma şehrinin halkının önemli bir kısmı Rum, Ermeni, Yahudi gibi azınlıklardan oluşmaktadır. Geriye kalan İslam ahalinin büyük çoğunluğu da kendini saraya yakın ve ona sadık hisseden onunla gönül bağı olduğunu düşünen Kafkasyalı, Çerkez, Dağıstan, Balkanlı, Pomak, Boşnak, Arnavut gibi etnik gruplardan oluşmaktadır. Bu nedenledir ki işgal güçleri Bandırma bölgesini kendileri ile iş birliği halinde olan Osmanlı hükümetinin denetiminde bir bölge kabul etmekte oranın işgal edilmesine veya ettirilmesine gerek görmemektedirler. Kaldı ki zaten kendi askeri gemileri Bandırma körfezinde demirli olduğu sürece kendileri de bu bölgeyi denetim altında tuttuklarını düşünmektedirler. Bu yüzdendir ki  Bandırma bölgesi, hatta Güney Marmara hiçbir işgal görmemiştir. Ancak işgal devletlerini bu sessiz durumdan uzaklaştıran önemli bir olay gerçekleşecektir. 26 Ocak gecesini 27 Ocak’a bağlayan 1920 tarihinde Gelibolu bölgesinde ki Akbaş cephaneliği Balıkesir bölgesi Kuvayı Maliyecilerinden Edremit kaymakamı Hamdi bey tarafından basılacak burada ki silah ve cephane Lapseki üzerinden Biga ve Yenice taraflarına ağırlıklı olarak aktarılırken bir kısmı da Bandırma üzerinden Karacabey ve Balıkesir’e aktarılacaktır. İşte bu baskın Güney Marmara konusunda sessiz kalan tabiri caizse uyuyan işgal devletlerini uyandıracak ve harekete geçirecektir. İngilizler hemen bu silah ve cephanenin izini sürmek üzere askeri gemilerini ve bazı askeri müfrezelerini harekete geçireceklerdir. Bir harp gemisi Lapseki’ye gelirken, 2 harp gemisi eşliğinde bir nakliye gemisi Bandırma körfezine çıkacaktır. Bandırma körfezine demirleyen bu gemilerden nakliye gemisinden çıkarılan yüzbaşı komutasında 200 İngiliz askeri daha önce de belirttiğim gibi Bandırmada karaya ayak basacak, Bandırmanın sahil bölgesinde ki resmi binaları işgal edecektir. Bugünkü halkın cinema binası dediği kültür merkezinin bulunduğu sahada mevcut olan hükümet konağı ve 14.kolordu karargahı kontrol altına alınacak sahil bölgesi ve Bandırma 1 Şubat 1920’de işgal altına alınacaktır. Bu işgal gerçekleşirken İngiliz yüzbaşısı bir yandan da hem kolorduya hem kaymakamlığa Bandırmaya çıkarılması ihtimali olan Akbaş baskınıyla kaçırılan silah ve cephanenin kendilerine teslimini isteyecektir. Aldığı istihbarata göre bir kısım silah ve cephanenin Bandırma bölgesine çıkarıldığını kesin bildiğini belirten İngiliz yüzbaşısı hem onları isterken hemde bunları yapanları istemektedir. Bunun için kolorduya ve kaymakamlığa baskı yapmakta onları tazyik altında tutmaktadır. Bunlara paralel olarak İstanbul’dan İstanbul hükümeti de aynı şekilde davranmakta gönderdiği temsilcilerle hem kolordudan hem de kaymakamlıktan İngilizlerin isteklerinin yerine getirilmesini beklemekte bu yolda tavsiyelerde bulunmaktadır. Oysa Bandırmada bunu gerçekleştirmenin imkanı yoktur. Çünkü bazı kaynaklara bakılırsa denizden Bandırmaya ulaştırılan bir kısım silah ve cephane hemen Balıkesir’e Karacabey’e ulaştırılmıştır. O zaman Bandırmada çok kuvvetli bulunan tek arabacı esnafı can siper hane bir çalışmayla kısa zamanda bu görevi yerine getirmekte. Bandırmaya ulaştırılan silah ve cephanenin bir kısmını Balıkesir’e ulaştırmak üzere Susurluk hattına hatta Balıkesir’e ulaştırırken bir kısmı Karacabey’e cephane ve silah ulaştırarak, silah ve cephanenin Bandırmadan çıkarılmasını sağlamıştır. İngiliz hükümeti karalıdır, işgal sürmekte Bandırma İngiliz işgalini yaşamaktadır. Hatta Bandırmada ki yetkililerin sahil deki Rum mahallesinden Ermeni mahallesinden gösterilen evlere yerleşmeye İngiliz askerleri bu bölgede ki okulu ve bazı İslam ahalinin evlerini kırarak kendilerine yerleşim yeri seçtikleri görülmüştür. Büyük ihtimalle onların yerleşim yerleri olarak seçtikleri okul bugünkü öğretmen evi binasıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.