güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Avrupalıların Uygulamaya Koyduğu Yeni Taktik Hakkında Düşünceler

Yazının Giriş Tarihi: 24.01.2024 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.01.2024 19:06

Bu nedenle Hristiyan toplumları Osmanlı devletinin yıkılışını bu sayede gerçekleştirmeleri sebebiyle bu işin farkına vararak milliyetçilik akımlarını hızlandırmış, İslam ırklarıyla Arap Türk ırklarını Osmanlının bünyesinde temsil edilen Avrupa Osmanlı şeklinde ifade edilse de Hristiyan İslam savaşlarında Avrupa Hristiyan dünyasının zaferin getirmiştir.

Nitekim Birinci dünya harbinde bile bu birliktelik Hristiyan dünyasının, İslam dünyasına karşı ortak düşmanlığı etkili olmuş kendini gösterebilmiştir. Mesela bir Hristiyan devleti olan Almanya’nın müttefiki olmamıza karşılık Birinci Dünya harbi sırasında Osmanlı devleti olarak kapitülasyonları kaldırmamıza karşımızdaki Fransa İngiltere yanında Almanya’nın da itiraz ettiğini kabul etmeyerek düşmanı durumunda bile olsa Hristiyan devlet olmanın gereği Hristiyanların İslam düşmanlığına rahatlıkla katılabildiğini görebilmişizdir. Nitekim Birinci Dünya harbi sonunda İslam dünyasının müdafi olan Osmanlı devleti çökünce Tüm İslam dünyası batı Hıristiyan dünyası tarafından adeta paylaşılmış ve Manda sistemiyle sömürgeleştirilmekten çekinilmemiştir.

Daha sonra Kurtuluş harbini veren ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuracak olan Türk milletinin karşısına da Batı Hıristiyan dünyasının Yunan destekçisi olarak çıktığını görmekteyiz. Nitekim kurtuluş harbinde Kuva-i Milliye ve ordumuz görünüşte Yunanlılarla savaşmıştır. Ama aslında İngiliz, Fransız, İtalyan hatta Amerikalılar Hep Yunan destekçisi olarak bu savaşta rol oynamışlardır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin örnek olmasından sonra İslam dünyasında başlayan bağımsızlık savaşları karşısında da sömürgeci Avrupa devletleri hep aynı anlayışla hareket etmiş bağımsızlık savaşçılarına karşın bir Hristiyan İslam mücadelesi gerçekleştirmenin heyecan ve tutumunu yaşamışlardır. Nitekim bu amaçla Cezayir başta olmak üzere Afrika da bağımsızlık savaşı veren pek çok İslam ülkesindeki insan katliamlarını gerçekleştirmişlerdir. Ancak Birinci Dünya savaşından sonra batı Hıristiyan dünyasının lideri değişip İngiltere yerini Amerika Birleşik Devletleri’ne bırakınca durumda değişmeler başlamıştır. Bu yeni lider yine İslam düşmanlığını sürdürürken artık İslam dünyasına hâkim olmak için asker kullanmak yerine İslam’ı, İslam’a kırdırmayı kendisine metot olarak kabul etmiştir.

Gerçi bu metodu Rus Çarlığı, Sovyetler Birliği, İngiltere gibi devletler İslam dünyasında denemişler önemli başarılar elde etmişlerdir. Ancak onların bu uygulamalarında dinsel nedenden daha ziyade etnik sebepleri kullandıklarını görmekteyiz. Hatta Rusların ve İngilizlerin böl parçala siyasetinde bu nedenle ülkeleri milletler yerine alt kültür gruplarına dayanan bölünmelere uğrattıklarını görmekteyiz.

Nitekim Rusya ve Sovyetler birliği bu nedenle Türk illerini parçalara ayırmış Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Azerbaycan gibi adlarla ayrı ayrı devlet yaparak kendine bağlamıştır. Aynı uygulamayı İngiltere’nin de Arap dünyasında gerçekleştirdiğini Arap dünyasını Suriye, Irak, Ürdün, Kuveyt, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri gibi adlarla bölerek kendine bağladığını görmüşüzdür. İşte bu uygulamalar hep İslam dünyasında gelecekte Hıristiyan askeri kullanmadan, Hıristiyanların İslam’a hâkimiyetinin temelini atmak amaçlarının güdüldüğünü görmekteyiz.

Amerika Birleşik Devletleri, Batı Hristiyan dünyasının liderliğini ele geçirdiğinde yine de sınırsız bir lider olamamıştır. Çünkü Sovyetler Birliği mevcuttur. Sovyetler Birliği ile olan rekabetin NATO Paktı ve Varşova Paktı rekabeti Amerika Birleşik Devletleri’nin İslam dünyası üzerindeki gerçek amaçlarını göstermesini engelleyici bir neden olmuştur. Çünkü Sovyetler Birliği bu rekabette bazı İslam Arap devletlerini tarafına çekerken kendisi de bazı orta doğu İslam devletlerini yanına çekmek mecburiyetinde kalmış bu sebeple Batı Hıristiyan dünyasının lideri ABD klasik İslam düşmanlığını aksettirecek plan ve davranışlarını göstermeyi daha sonraya bırakmak durumunda kalmıştır.

Ancak zaman ilerleyip Sovyetler Birliği ortadan kalkınca dünya Hristiyan liderliğini tek başına ele geçiren Amerika Birleşik Devletleri işte o zaman kökenini geçmişten alan İslam düşmanlığını ve İslamlara karşı bu düşmanlığın gereği uygulamak istediği planlarını ortaya koymaya başlamıştır. Nitekim bu dönemde İslam dünyasını birbirine düşürüp bölünmeye ve küçük parçalar halinde kendisine bağlamaya yahut kendisinin menfaat bölgesi haline getirmeye yönelik planlarını uygulamaya koyduğunu görmekteyiz. Bugün ABD’nin orta doğuda uygulamak istediği büyük orta doğu projesi ABD’nin yürütmek istediği bir nevi Hıristiyan İslam mücadelesinden başka bir şey değildir. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.