Ülkemizde bugün dahi devam eden Mustafa Kemal’in getirdiği Laik toplumsal yapının baş düşmanı olan ümmetçi hilafetçi zihniyet temel oluşumunu ona borçludur. Gerçekleştirdiği baskılar neticesinde oluşan tepkilerin ürünü olan demokraside bir oranda ilk mücadeleyi onun zamanında sergilemiştir. Çünkü meşrutiyetçileri ilk nüve demokrasiciler saymak mümkündür. Bunun sonucu olarak bugün ülkemizde görülen Kürt Türk mücadeleleri yer yer görülen bence tetiklenmeye çalışıldığının da söylenebilmesi mümkün olan Şii Sünni uyuşmazlığı ve çatışması da ümmetçi zihniyet ulusçu zihniyet çatışması da dinsel yönetim yanlıları ve laik yönetim yanlıları arasındaki çatışmaların oluşumunda da ikinci Abdülhamit döneminin ve onun izlediği siyasetlerin payı büyüktür. Şunu da belirtmek isterim ki aslında sürekli olarak beşinci Murat’ın tekrar tahta çıkarılmasından korkan ikinci Abdülhamit oluşturduğu hafiye teşkilatıyla gerçekleştirdiği baskıcı yönetimle hep bu korkusunun olmaması için gerçekleşmemesi için kendi saltanatının devamlılığı için elinden geleni yapmıştır. Ne var ki korkaklığı nedeniyle İstanbul dışına hatta yıldız sarayı dışına çıkmadığından Osmanlı topraklarındaki ve toplumundaki olayları hiçbir zaman gereği gibi değerlendirememiştir. Bu sebeple de tebaasını çalkantılara düşmekten huzursuzluklara düşmekten kurtaramamış hürriyet ve ittifak hırkası önderliğindeki Abdülhamit destekçilerinin faaliyetlerini ve ittihat terakki şeklinde oluşan şekil değiştiren jön Türklerin oluşturduğu grubun neler yapabileceklerini güçlerinin ne boyutta olduğunu görememiş bunun sonucunda olarak önce ittihatçıların gerçekleştirdiği devrim harekâtı diyebileceğimiz icraatlar da tekrar meşruti yönetimi devreye sokmak mecburiyetinde kalmıştır ve 1908 ikinci meşrutiyet ilanıyla tekrar meşruti padişah yönetimine dönmek mecburiyetinde kalmıştır. Ama artık toplum ona inanmamaktadır. Bu yüzdendir ki yeni devrimi gerçekleştiren ittihak terakki yönetimi İstanbul’da meşrutiyeti ve Meclisi Mebusan’ı koruyacak askeri birlikler bırakmıştır. İkinci meşrutiyetin ilanıyla ortaya çıkan yeni idari şekil Abdülhamit yönetiminden memnun olan tekrar o sisteme dönülmesini arzulayan çevreleri rahatsız etmeye başlamış onlar gibi düşünen ama onlardan daha fazla amaçları olan ve çoğunlukla hürriyet ittifak hırkası bünyesinde toplanan Hürriyet ve itilaf hırkası içerisinde yuvalanan dini rejim yanlılarının harekete geçmesiyle ittihak terakkinin sağladığı yeni rejim sallanmaya başlamıştır. Bunun sonucu olarak 31 Mart vakası denilen 14 nisan 1908 tarihli olay gerçekleşmiştir. Devamı yarın…