Acaba yanlış mı anlıyorum, yoksa bana mı öyle geliyor? CHP’deki seçim başarısının sarhoşluğu biraz uzadı gibi…
Yerel seçimle, kazanılan yeni belediye başkanlıklardaki koltuklara, CHP’li yeni yüzlerin gelmesinden ibaretse değişim, o zaman diyeceğimiz çok şey var. Çünkü CHP kurultayından evvel CHP dünyasında ve halkoyundaki değişim beklentisinin karşılığı sadece bu değil. Beklenti, özellikle parti tüzüğünde ve parti programında yapılacak değişiklikler ve daha demokratik bir işleyişe doğru adımlar atılmasıdır.
Gerçi “değişim” konusu üzerinde başka bir yazımda duracağım ama, Oktay Ekşi’nin bir parti liderinin gerçekten demokrat olduğunu sınamaya yarayacak olan bir uygulamasından bahsetmek istiyorum.
“… Deniz Baykal’ın CHP genel başkanı olduğu tarihe kadar TBMM’deki CHP meclis grubu toplantıları “Grubun TBMM’de izleyeceği politikaları belirleme” amacıyla toplanır, gündemdeki veya gündeme gelmesi beklenen konular üzerinde milletvekillerinin görüş açıklamalarını konuşurdu. Böylece grup adına ortak görüş belirlenir hem de milletvekilleri kendilerini “anlamlı” ve “işlevli” “hissederlerdi. Kısaca TBMM meclis grubu “bir işe yaradığını” hisseder, milletvekilleri de “görevlerini yaptıkları” duygusuna kavuşurlardı.
Oysa yıllardır TBMM grupları, her siyasi parti için liderin nutuk çektiği, “şov yaptığı” bir tiyatro haline dönüştü. Liderler bu toplantıları partinin iç kamuoyuna, halka ve rakiplerine mesaj verme aracı olarak kullandılar.”
Oktay Ekşi’nin dediği gibi, gerçekten 1990’lı yıllardan beri hiçbir parti liderinin kendi parti yönetmeliklerini bu yönde değiştirmeye yanaştığına tanık olmadık. Eğer belediye uygulamalarına bakarsak, belediye meclis üyeleri ilçe başkanı veya il başkanı başkanlığında, her meclis toplantısı öncesi grup toplantısı yapar, meclis gündemindeki konuları tek tek inceler ve karar alır.
Evet, “değişim” konusu üzerinde, eğer “değişim”den söz ediyorsak, gerçekten parti lideri başkanlığında 1990’lı yıllar öncesi gibi grup toplantıları yapmak o kadar zor olmasa gerek.
Eğer grup toplantıları şimdiki gibi devam ederse; buna “değişim” denilebilir mi?
Kanımca, ilk değişim böyle bir konumla başlarsa, parti içi çalışmalar daha verimli olur…
Esen kalın