TAKDİR , YİNE TARİHİNDİR…

Aydınlanma çağının, düşünürlerinden Voltaire’nin düşündüklerini açıkça ifade etmesinden dolayı başından bela eksik olmamıştır. Zira onun düşünceleri kralın hoşuna gidecek cinsten değildi. Hakkında dört kez tutuklama kararı verildi. Son iki tutuklama kararının uygulanmaması için dostları, devreye girdi. Kararın uygulanmamasını güçlükle önleyebildiler. Ama bir koşulla:

“ Voltaire Paris’i terk edecekti  !”

Kral için amaç Voltaire’i susturmaktı.  Nitekim Voltaire Paris’i terk etti ve kral amacına ulaşmış oldu.  Tarihte aydınların, yazarların, çizerlerin bulundukları ülkenin liderleri tarafından devamlı başları belaya girmiştir. Örneğin Nazım Hikmet Türk ordusunu isyana teşvik etmek gibi bahaneyle 15 yıl ağır hapse mahkum olmuştur.

Nazım Hikmet, yargılama sırasında, yargı makamına şöyle bir soru yöneltiyor;

- Suçumun delillerini gösterir misiniz?

Savcı Şerif Badak buna şu yanıtı veriyor:

- Biz bu davada delil arayacak kadar saf değiliz!

Tarihimizde de bu aktarmaya çalıştığım örneklerin benzerlerini günümüzde de görüyoruz. Ülkemizde  yüzlerce yazarın, çizenin hapislerde olması, adalet terazisinin sürekli kraldan yana olmasındandır. İşin ilginci, iktidara gelenler her zaman aydınlanma, yazarlara düşmanca tavır sergilemiştir.  Tabii, kendilerine yalakalık yapanlar da, kral tarafından her zaman culüş bahşişlerini almışlardır.

                Biz yine bir şeyler karaladık. Sizlerin insafınıza kalmıştır. Anlayıp, anlamamanız.

                Takdir, yine tarihindir…