…Özgüvenim vardı dünyalar kuracak.
Yılları okudum bir yılda. Doldum.
Konuşacaklarım birikti… Susturuldum.
12 Eylül.
Sonra sustuklarımı biriktirmeye koyuldum.
80-90 arası bir dönem.
Benim sorunum değil sözü felsefesi oldu
Birey olmaktan dem vuran bencillerin.
Kimsenin sorunu kimsenin değildi.
Ve yoktu artık apartmanda börek dağıtan komşular.
LİBERALİZM.. Serbest piyasa.. Salyalı arsızlık.. Parası olan adam oldu?
Olmayansa akılsız
Utandım akılsız oldum.
Yalandan bir pasta var ortada.
Göz alıcı ambalajıyla
Herkes pastaya saldırmakta
Hayali ihracat… Gelecek çiğneniyor acımasızca
Uyanık olmak revaçta.
Ben tiksindim.
Ben akılsızdım sustuklarımı biriktirdim.
Sıkıntılarım vardı katılmada
Yitirilmiş özgüvenden kaynaklanan.
Bu yüzden meze oldum geyik muhabbetlerine
Kaçıştı aslında boş konuşmalar.
Kaçamadım tam ortasındayken yaşamın.
Bir karınca ölür belki
Bir çocuk ya da
Gövdemin hacmi kadar bir şey korumaktı.
Hiç acımadım kendime
Sustuklarımı biriktirdim.
Saygısızdı konuşmalar
Susmaksa bana ait.
Ya kırarsam korkularım vardı
Ya kırılırsam hiç olmayan.
Anladım ki!
Sustuklarınız konuştuklarınızdan fazlaysa
bitirmişsiniz demektir..
Ben bitmedim
Konuşmaya başladım.
Bugün sizleri “Sustuklarımı Biriktirdim” adlı kitaptan, Serhat Özcan’ın aynı isimle yazdığı bir şiirin kısa bir bölümü ile buluşturdum.
Sanatçımıza selamlarımızı gönderirken, siz dostlarıma Şiirle kalın diyorum.