SÖZÜMÜZ YAŞLILARA DEĞİL, SADECE GENÇLERE!

SÖZÜMÜZ YAŞLILARA DEĞİL, SADECE GENÇLERE!

Bazen insanın içinden, yaşını başını almış olmanın zırhlarına bürünerek; ciddiyetten uzaklaşıp savruk yazılar da yazabilmeli bizim gibi eleğini duvara asmış olanlar.

Her zaman akıllı uslu yazılar yazmaktan sıkılınca, niye nanik yapmayalım, evrendeki “AŞK” serüvenine?

Acaba, genç kuşaklardan kaçı “AŞK” sözcüğünün anlamını açıklarken, bazı mizahçıların ve yazarların düşünselliğine katılır?

Keskin mizahçı olan Daniel Brunet:

-Aşkın bir ateş olduğu doğrudur ama; nikahtan geçip evcilleştiğinde, tüten bir sobaya benzer. yansın diye ayrı, aman sönmesin diye ayrı uğraştığın bir sobaya, diyor ve ekliyor:

-Oysa dışarıda kendiliğinden yanıp tutuştu mu; soba ateşi yerine, orman yangınına benzer, alev alev genişler gider.

Bir başka mizah ustası olan Tristan Bernard ise, yürek yaralarının kabuğunu tırnaklıyor:

-Aşklar, diyor; mantar gibidir. Zehirli olup olmadığını, iş işten geçtikten sonra anlarsın…

Yaş 70’i geçince, aşk üzerine tef çalmanın güzelliğine gerçekten doyum olmuyor. Biz kimselere akıldan elik yapmıyorum ki, sadece bazı mizahi yazarların söylemlerini dile getiriyorum.

Mesela, La Rochefoucould bir başka yaklaşıyor “Aşk” konusuna:

-Gerçek Aşk, diyor ki; cin, peri, hayalet gibi bir şeydir. Herkes ondan söz eder ama, kendisini gören kişi çok azdır.

Eğer bu söylem hoşunuza gitmediyse, gelin her beraber, serüvenlerin kadını George Sand’ın aşk tanımına bakalım:

-Sevilmeden sevmek, insanın sigarasını sönük bir sigaradan yakmaya çalışmasına benzer...

Etienne Rey de, dalga geçer gibi:

-Bir kere aşık olunur sözü doğrudur. Doğrudur, çünkü kimsede bir daha başlama isteği kalmaz…

Prens de Ligne ise ters kanıda:

-Aşkta en tatlı dönem, daima başlangıçtır. Onun sık sık, bir kez daha başlamaktan kendini alamayanlara hiç şaşmıyorum.

Yok Suriye savaşı, yok hükümet kurma bilmecesi, yok erken seçim senaryoları falan filan derken, alın size keten helvası tadında bir sohbet yazısı.

Lafımız sözümüz benim gibi 70’liklere değil, eğer okuyan olursa, “Aşk” serüvenine başlamış olan genç kuşaklaradır.

Benden duymayın ama, sizler yine de aldırmayın bu yazar takımının dediklerine…

Esen Kalın…