Kim ne derse desin, kurtaracağız…
Bütün şom ağızlılara, münafık muhalefete rağmen, mutlaka kurtaracağız.
Bazılarına anlatıyoruz, anlatıyoruz bir türlü anlamıyorlar. Biliyorsunuz ki, “kurtarmak!” çok kutsal bir görevdir. Yine bildiğiniz üzere:
Kimi canını kurtarır!
Kimi malını kurtarır!
Kimi paçasını kurtarır!
Kimi gemiciklerini kurtarır!
Kimi koltuğunu kurtarır!
Kimi geleceğini kurtarır!
Bizler de batık şirketleri kurtaracağız. Bu konuda itirazı olan, gitsin derdini sayın Bahçeli’ye anlatsın!
Efendim, bildiğiniz gibi, sayın cumhurbaşkanımızın kararıyla, en güzeli tek imzası ile Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nin yurtiçindeki ya da yurtdışındaki şirketlere iştirak etmesini sağlayan madde yürürlüğe girdi. Bu kararnamenin en mantıklı açıklaması, bir imza ile şirketin biri batıyor mu, kötü idare mi ediliyor, hop bir imza, hazine ona ortak oluyor. Sonuçta damat kayınpeder eş dost şirketlerini kurtarma eylemine giriyorlar…
Şu CHP’li Aykut Erdoğdu, Murat Muratoğlu diye bir yazar var ya, onların işleri güçleri insanların beyinlerini bulandırmak!
Herkes bir şeyi kurtarırken, biz batık şirketleri kurtarsak fena mı olur?
Para bizim değil mi, keyif bizim değil mi, biz iktidar değil miyiz?
Adamcağızlar har vurup, harman savurmuşsa, işini bilememiş, hesabını, kitabını, ipin ucunu kaçırmışsa, batsın mı?
Kan kussak, Bandırma’da birilerinin dediği gibi, kızılcık şerbeti içtik, deriz. Adamcağızlar batacak, karşısına geçip bazı solcular gibi nargile mi tüttürsek!
Sizlere kaç kez söyledik:
“Düşünen kafalara zararlı fikirler üşüşür.
Büyüklerimiz her şeyi bizden daha iyi düşünür.”
Var mı itirazı olan !
Herkesin bir işi var; bizim işimiz de batan yandaş şirketlerimizi kurtarmak…
Hazine bizim, para bizim, keyif bizim, kime ne?
Üstelik, şirket kurtarmak, ilahi olduğu kadar, milli olduğu kadar, aynı zamanda bir beka meselesidir!
Siz, şom ağızlılara inat, KURTARACAĞIZ!