Yunanistan’ da her gün 260 bebek doğuyormuş, Türkiye’de her gün 130 Suriyeli bebek dünyaya geliyormuş…
Danimarka’da geçen yıl 50 bin, Finlandiya’da 45 bin, Hırvatistan’da 40 bin, Makedonya’da 23 bin çocuk dünyaya gelirken; Türkiye’de geçen yıl kaç Suriyeli çocuk dünyaya gelmiştir?
55 bin!
Biometrik verilerle kayıt altına alınan Suriyelilerin yaş ortalamaları da çok ilginç:
0-4 yaş arası: 362 bin
5-9 yaş arası: 387 bin
10-14 yaş arası: 291 bin
15-19 yaş arası: 316 bin
20-24 yaş arası: 325 bin
25-29 yaş arası: 265 bin
30-34 yaş arası: 219 bin
Bundan sonrasını saymama gerek yok. Artık, bu kadar güzel haberlerden sonra, Sayın Cumhurbaşkanı’nın neden “3 çocuk!” söylemlerinden vazgeçtiğini her halde anlamışsınızdır!
Bu kadar çoğalmayı kıskanan Kahramanmaraşlılar Sivrice Höyük Mahallesine kurulacak mülteci kampı için ayaklanmışlar!
AB ile mülteciler konusunda yapılan görüşmeler sonrası “MÜJDE!” diye halkımıza yutturulan politik kazığı herhalde hatırladınız. Yukarıda yaptığımız alıntılar bu müjdenin en güzel meyveleri!!!
Çocuklarımızın babalarını ahiret yolculuğuna uğurlaması gerekirken, babaların çocuklarını ahiret yolculuğuna uğurladığı bir ülkede bunlar normal sayılmaya başlanıldığına göre, gelin hep beraber Taner Aktop’tan bir fıkra ile bu dediklerimize noktayı koyalım:
Tanrı dünyayı yarattıktan sonra, gelecekteki ulusların temsilcilerini yanına çağırıp , her birine ikişer “ERDEM” vermiş.
İsviçrelilere:
Düzenli bir hayat ve yasalara saygı.
***
İngilizlere:
Soğukkanlılık ve asalet.
***
Japonlara:
Çalışkanlık ve sabır.
***
İtalyanlara:
Neşe ve Romantizm.
***
Fransızlara:
Şarap ve güzel yemekler
***
Türklere:
Zeka ve dürüstlük, bir de politika düşkünlüğü.
***
Bu dağıtımdan sonra meleklerden biri merakla sormuş:
- Bütün uluslara ikişer “ERDEM” verdiğiniz halde Türklere neden üç tane verdiniz?
Tanrı:
- Evet ama sadece ikisini kullanabilecekler.
Şöyle ki:
1- Bir Türk zeki ve politikaya düşkünse, dürüst olamayacak.
2- Bir Türk dürüst ve politikaya düşkünse, zeki olamayacak.
3- Bir Türk hem zeki, hem dürüstse zaten mümkün değil politikaya düşkün olması.
Esen kalın.