“Elbette sıkı rejim yapmalı insan
Genç kalmak için
Ete, pilava, makarnaya paydos demeli, bir
Sabah kahvesinden vazgeçmeli, iki
Akşamları hafif yemeli, üç
Sonra çok KONUŞMAMALI,
Her düşündüğünü SÖYLEMEMELİ,
Hatta çok DÜŞÜNMEMELİ bile
İnsan bunları yaptı mı
Tığ gibi olur…”
***
Ü.Y. Oğuzcan “Rejim” yapmayı böyle anlatır dizelerinde. Bu bir taşlama.
Bilmem hiç dikkatinizi çekti mi?
Rejim artık DİYET oldu.
Bu isim değişikliği ile bu konuda çalışan hekimlere de diyetisyen denilmektedir…
Neyse laf kalabalığı yapmayı bırakırsak, bizde bu diyetisyenlere hiç iş düşmüyor. Çünkü, bu sağlık uzmanlarımızın görevini ülkemizi idare eden hükümetler yapıyor!
Ve uygulamada olan bu hükümet diyetinin adı da “Asgari ücret diyeti”dir…
İlave olarak sizler buna “Emekli diyeti” de diyebilirsiniz.
Efendim, örnekleme yapacak olursak 11.400 TL veya bunun altında maaş alıyorsunuz. 4 kişilik bir ailesiniz. Çocukların okul masrafları… Telefon-İnternet faturaları… Elektrik faturası… Su faturası… Doğalgaz faturası… Mutfak ve temizlik giderleri… Haydi kira olayı olmasın, hani üst baş?
Bu ana giderlere ek çıkabilecek ev eşyaları (Buzdolabı, çamaşır makinesi, kombi vb…) gibi kullanım araçlarımızın bozulma faciasının giderleri…
Yalan söylüyorsam ülke ekonomistleri çarpsın!
“Halep oradaysa, arşın burada” kardeşim.
Denemesi bedava.
Al 11.400 TL’yi veya 7500 lirayı, biraz evvel saydığım faturaları öderken, yaptığın diyet koşusu, seni çiroz balığına çevirmezse Arap olayım!
Dedik ya denemesi bedava. Hem de yerli ve milli diyet…
Eğer bizim mecburi diyetimizi beğenmezseniz, Ü.Y. Oğuzcan’ın “Rejim” adlı şiirindeki mısralara uygun adım, marş marş!
Esen kalın.