ŞAKA, ŞAKA…

Kumaşçı Salaman Yahni bir arkadaşına uğrar. Her zaman olduğu gibi biraz şakalaşırlar. Zaten onun şakalarına hazır bekliyorlardı. Gelir gelmez hemen lafa girdi:

“Buradakiler bak ne diyor?”

“Ne diyorlar?”

Salaman’a inanma, seni çok sever görünür, ama seni sevmez. Denemek istiyorsan borç iste bakalım verecek mi, diyorlar.”

Salaman Yahni kızar:

“Kim demiş, işte vereyim, ne kadar istersen!”

“Ver bir yüz dolar da görsünler!”

Salaman Yahni hemen elini cüzdanına attı:

“Al!”

“Teşekkür ederim, 1 NİSAAN…”

Salaman Yahni, bu kez bozuldu ama hemen toparladı:

“Bana bakın, dolarla şaka yapılmaz!”

***

Rahmetli Hasan Pulur Hoca’mız, dolarla şaka yapılmayacağını söylemiş ama, bazıları birilerine; mesken, aş, iş bulmakla meşgul olduklarından, herhalde hocamızın yazısını bu mazeretlerinden dolayı okuyamamışlardır!

Madem Hasan Hoca’mla başladık, onunla devam edelim:

YAĞ OLAYI

Halil Kaplan, YSE Müdürlüğü’nde mevsimlik işçi olarak çalışıyordu. Çalıştıkça bilgisi artıyordu. Vasıfsız işçi iken zamanla vasıflı hale geldi; greyder, dozeri, loderi, yağlamayı, konkasörü çalıştırmayı öğrendim.

Yeni iş mevsiminde kadrolu eleman alınacaktı. Halil Kaplan da sınava girdi. Sınav Komisyonu Başkanı Makine İşletme Şefi Fikret Sevinç, “Kaç çeşit yağ vardır?” diye sordu. 

Şantiyelerde arı gibi çalışkan olan kaplan, sınav işine pek alışkın değildi. Ama yıkılmadı, yine de cevap verdi:

“Yağlar üç çeşittir. Araba yağları, ot yağları, makine yağları…”

“Bunlar nerelerde kullanılır?”

“Makine yağlarını makinelerde kullanırız, araba yağlarını zenginler, ot yağlarını da yoksullar kullanır.”

***

Nasıl?

İşçi Halil Kaplan sınavı geçebilmiş midir?

Verilen cevap, şimdiki yağ fiyatları ile doğru orantılı olduğuna bakılırsa, bana göre, Halil Kaplan sınavı kazanmıştır.

Bu kez bu ya olayı şaka değil, gerçektir.

Gerçekten Halil Efendi sınavı kazanmıştır.