Altındağ, Ankara’nın bir zamanlar fakir bir mahallesidir. Aşağıda okuyacağınız dizeler bu mahalleden bahseden uzun bir şiirden alınmıştır.
Orhan Veli, aşağıdaki dizeleri yazarken şöyle der:
“Sabaha karşı bütün Altındağ rüya görür. Burada sadece, bir genç kızla bir lağımcının rüyasını okuyacaksınız.”
Ve Orhan Veli, o uzun şiirin dediği bölümü aktarır:
“Biri bir koca görür rüyasında:
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, şehire taşınırlar.
***
Mektuplar gelir adreslerine:
Şen Yuva apartmanı, bodrum katı.
Kutu gibi dairede otururlar.
Ne çamaşıra gidilir artık, ne cam silmeye.
Bulaşıksa kendi bulaşıkları.
Çocukları olur nur topu gibi;
Elden düşme bir araba satın alınır.
Kızılay Bahçesi’ne gidilir sabahları;
Kumda oynasın diye küçük Yılmaz.
Kibar çocukları gibi.
***
Lağımcının hamam rüyasıdır.
Rüyaların en güzeli.
Uzanır yatar göbek taşına;
Tellaklar gelip dizilir yanı başına.
Biri su döker,
Biri sabunlar;
Elinde kese sıra bekler biri.
Yeni müşteriler girerken içeri,
Lağımcı,
Pamuklar gibi çıkar dışarı.
***
Mesela Orhan Veli’nin hiçbir kitabında olmayan şiirini Orhan Bezirci “Orhan Veli’nin hayatı” adlı kitabında şöyle aktarır:
SUCUNUN TÜRKÜSÜ
Su taşırım eşeğim önümde
Deh eşeğim, deh!
Bin kişinin canına can katar günde;
Deh eşeğim, deh!
İki teneke bir yanına,
İki teneke öbür yanına,
Salına salına;
Can katar günde bin kişinin canına;
Deh eşeğim, deh!
… O su taşır, bana yağ bal,
Karıma süt olur.
Çamurlu su, içene afiyet olur,
Günde yüz hane, bin nüfus
Deh eşeğim, deh!
Hayat bulur, Sıhhat bulur, Bereket bulur.
***
Orhan Veli’nin anısına saygıyla.