LİNÇ OLAYI?

Rahmetli Çetin Altan’ın milletvekili olduğu yıllarda, meclisteki iktidar milletvekilleri tarafından nasıl LİNÇ edilmek istendiğini, bizim kuşak çok iyi bilir.

Süleyman Demirel’in adamları kürsüde konuşan Çetin altını öldüresiye dövmüşlerdir! Sebebi, Çetin Altan kürsüde, “Nazım Hikmet bu ülkenin büyük şairdir.” dediği için. Yüzlerce milletvekilinin tekmesiyle yerlere kan revan içinde kapanan Çetin Altan’ı korumak için üstüne kapanan arkadaşının kafasına bile, olay sonrası dört dikiş atılması vahşetin büyüklüğünü anlatmaya yeter sanırım.

Sonrası mı?

Bu çirkin saldırıdan sonra Demirel kürsüye çıkar ve LİNÇ hadisesi hakkında şöyle konuşuyor:

“Bir adam çıkıyor, BU parlamentodan Nazım Hikmet büyük vatan şairidir, diyor. Bunun adına tahrik derler, beyler! Türk Parlamentosu’nun zabıtlarına geçen 45 sene içinde Nazım Hikmet’e vatan haini diyen yüzlerce sayfa bulursunuz ama, Türk parlamentosunun zabıtlarına esefle söyleyim ki, Nazım Hikmet’i büyük vatan haini diye tanıtan bir cümle, ilk defa biraz evvel geçmiştir. Bu ağır bir tahriktir…” diyerek, yani LİNÇ girişimini haklı kılar.

Halbuki LİNÇ girişimini haklı kılacak ağır tahrik olduğunu söyleyen Demirel’in kendisidir ve daha sonrası yine hatırlanacak olursa, 1965 yılında Türkiye İşçi Partisi meclisten dövülerek kovulmasıydı.  Bu antidemokratik çirkin olayın benzerleri daha önce de yaşandı, şimdi de yaşanıyor.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir cenaze merasiminde linç edilmeye çalışılması olayını Sayın Cumhurbaşkanı’nın görüntülü olarak gündeme taşıması da yakışıksız bir tahriktir. Muhalefeti içine sindirememe, eleştirilere tahammül edememenin göstergesidir bunlar. Bu tip hareketler, daha kötü olaylara çanak tutmaktır. Keşke böyle çirkin siyasi gösterimleri olmasa. İster şiddet, ister sözlü sataşmalar, asla benimsenecek davranışlar olmamalıdır. Demokrasilerde iktidar ve muhalefet her zaman olacaktır. Önemli olan eleştiri ortamı, kavgaya dönüştürülmesin.

Esen kalın.