LEYLEKLER VE İNSANLAR

            İnsanoğlunun leylek olmak yerine kartal olmaya olan özentisi ile kendi yarattığı tarihi dokusu içerisinde “güçlü görünme” sevdasından kaynaklanabilir belki de bu yalan ve riya görüntüleri…

            Siyaset arenasında, sağdan sola soldan sağa yalpalama yapanların, leyleklerin yaz ve kış göçlerine benzetilmesinden bazı leyleklerin haberi oldu mu ki? Manyas gölündekilerin göçlerindeki şaşkınlık!

            Siyaset arenasındaki ittifakların, ihanet ve hainlik suçlamalarının siyaset ekranlarında boy göstermesi hiç umurunda değil bizim leyleklerin…

            Kim Philiby’nin dediği, “İhanet etmek için insanın bir yere ait olması gerekir. Oysa ben hiçbir yere ait değilim. İnsan bir kez ikiyüzlülüğü meslek haline getirdi mi artık kime ne zaman ihanet edeceği bilinmez…” doğrulamasında bugünlerde yaşananların sorgulamasının yapılıp yapılamayacağının kararını hangi leylekler verebilecek?

            Yalan ve riyanın kol gezdiği ülkemizde, Philiby’nin “Benim sessiz savaşım” bir başka adıyla “ikiyüzlülüğün kitabı” olan bu kitabı TV ekranlarındaki leyleklere okutsak acaba bu çatlamalı- patlamalı dünyada neler değişebilir?

            Bazen aklıma leylekler ve insanlar gelirken, karşımda beliren görüntü, “ihanetle hıyanetin birbirine yaslanmış, kol kola gezdikleri” olarak beliriyor. Bir yanda kan ve gözyaşı, diğer tarafta üzerinden sahtecilik akan siyasi nutuklar…

            “Adam gibi adam” sandıklarımızın niye böyle riyakarlık yaptıklarının belleğimizdeki soru işaretleri…

            Sonra:

            Siyaset arenasının ekranında beliren leyleklere cevaben, bizim Manyas gölünün leyleklerinin isyan pankartlarında yazanlar:

            “İHANET EDENLER HİÇBİR YERE AİT DEĞİLDİR! SİZLERİ DÜNYAYA BİZ GETİRMEDİK!”

            “BU YALAN VE RİYA BİTSİN!”