LAF LAFLADIK, BUGÜNÜ DE ATLATTIK

                Bazen abartmalı bir övünme açlığı üzerine bir fıkra anlatırdı rahmetli Çetin Altan:

                “Adamın biri, kol veya cep saati yerine, sırtında upuzun bir salon saati taşıyarak dolaşıyormuş. Kendisine, neden kol ve cep saati yerine, böyle bir saatle dolaştığını soranlara:

                -Ben, diyormuş; büyük bir adamım, bana ancak böyle bir saat yakışır. Boyu boyuma, huyu huyumadır bu saat! Öteki küçük saatleri, küçük adamlar taşır.

                Bu uzun adamın sırtında taşıdığı saat ise, sadece arada bir çalışıyor, sonra duruyor, arada bir zamansız bir saati gösterir ve de ‘dang dung’ diye ötermiş.

                Adama:

                -Senin saat, demişler; hiç değilse tümden dursaydı, en azından günde iki kez doğruyu gösterirdi.

                Adam:

                -Ben o saati, sadece bana layık saatin nasıl olduğunu göstermek için taşıyorum. Tek doğru, benim söylediğim zamandır; saatlerin gösterdiği zaman değil. Ben, ‘sabah’ dersem sabahtır, ‘ikindi’ dersem ikindidir. O kadar, anladınız mı?

                En büyük benim, başka büyük yok!”

                Böyle fıkraya nasıl yorum yapılır? Abartmalı bir övünme açlığı ile politika sahnesinde atılan nutukları, ahkam kesmeleri dinleyince, ‘egemenlik saltanatında’ n bir yer arama tutkusunda olanlara bu fıkra cevap olur mu, olmaz mı?

                Ya şuna ne dersiniz?

                Adamın ruhsal sorunları varmış, ruh doktoruna gider. Doktor hastayı uzun uzadıya muayene eder, notlar alır ve sonunda birtakım testler uygular.

                İlk testte kağıda bir dikdörtgen çizer ve sorar:

                -Bu şekil size neyi hatırlatıyor?

                -Yatakta yatan çıplak bir kadını!

                Doktor bu kez bir kare çizer.

                -Peki, bu size neyi çağrıştırıyor?

                -Odada çıplak bir kadın!

                Doktor daha büyük bir kare çizer.

                Hasta hemen cevabı patlatır:

                -Daha büyük bir oda, daha güzel bir çıplak bir kadın!

                Doktorun tepesi atar.

                -Sen sapığın birisisin, çıplak kadından başka düşündüğün bir şey yok!

                Hasta karşılık verir:

                -Asıl sapık sensin, durmadan ahlaksız resimler çiziyorsun!

                Bu fıkranın yorumu mu?

                Yorum falan yok. Ben sadece yazımı tamamlamak için bu fıkrayı aktardım. Gerisi sizlerin bileği iş…

                Esen kalın.