Benim sakallı, sakalsız imamlarım, koskoca tarihi Haydar Çavuş Camii’nin sorumlusu kardeşlerim. Şimdi diyeceklerime sakın celallenmeyin…
Müezzin Efendi kardeşimizin, cenaze namazlarında; “Er kişi niyetine, Allah için namaza, meyyid için duaya, Resullullah için salavata, uyun hazır olan imama…” diyince, tekbir getirip kıyama durduktan sonra, karşımızdaki heladan cenüp ağızlı birinin pantolonunun fermuarının içine bir şeyler sokmaya çalışmasını gördüğünüzde ne düşünürsünüz?
Benim ki bilimsel değil, dinsel merak… Canımın içi, ılımlı islamın temsilcileri, benim değerli hocalarım, milli ve yerli hezayanımı af buyurun. Soruma yanıt vermeden, sizlere naçizane bir öneri sunmak istiyorum:
Kıyamda iken kıblemiz istikametindeki o helanın kamuflaj yapılması gerekir. “Yılmak” konusunu dile getirmiyorum, zira o konu sizleri aşar.
Bu çirkinliği kamuflaj yapacak dedikse, helanın üzerini yeşil örtüler ile örtecek değiliz. Mesela musalla taşının arka yüzündeki bölümü büyük bir pano ile kapatabiliriz. Bu pano da dini sözlü yazılı olabilir. Pano reklam panosu da olabilir. Eğer reklam panosu olduğunda camii derneğine gelir de temin edildiği için, her Cuma namazında yardım isteme işinden de kurtulmuş oluruz!
“Haddini aştın, sözlerinle kafalarımızı karıştırdın!” diye sitem etmeyin. Benim din yoldaşlarım, diyeceğimi dedim, sorumu sorup, önerimi sundum. Gerisi sizlerin İslami görüşünüze kalmış…
Bakın, bu kadar dil döktüm, helaya karşı kıyamda durmak caizse, devam edin helaya karşı kıyamda durmaya…