KISSASI DA, HİSSESİ DE İÇİNDE…

Hep şikayet, hep şikayet…

Seçimler öncesi iktidar olanlardan şikayet edip, sonra yine aynı partiye oyumuzu veriyoruz.

Seçimler sonrası şikayetlerimiz yine bitmiyor, üstüne üstlük “elim kırılsaydı da…” gibi ağlaşımlara giriyoruz.

Dün böyleydi, yarın da böyle olacak demiştik. Ne kadar doğru düşündüğümüzü 1 Kasım seçimleriyle iyice pekiştirdik. Bizim bu hesabımız, rahmetli Hasan Pulur hocamızın sık sık anlattığı Nasreddin Hoca fıkrasına benzedi.

Osmanlı devrinde Edirne valisi olan Hacı İzzet Paşa’ya bir heyet gelmiş, halkın şikayetlerini anlatmış. Şikayetçi olanlar siyasi erkin meclisinden yakınmışlar…

Paşa, şikayetleri dinledikten sonra, “Aklıma bir fikir geldi!” demiş. “ Nasreddin Hoca bir gün eşeğiyle tarlaya gidiyormuş. Eşek yol boyunca durup, gördüğü gübreyi koklamış. Hoca eşeğin kokladığı gübreleri torbaya atmış akşam ahıra gelince torbadakileri çıkarıp eşeğin önüne koymuş. Eşek başını çevirince de kızmış:

-         Koklaya koklaya bir saatlik yolu iki saate çıkardın… Ben de, bunları beğendin diye toplayıp getirdim, şimdi yemiyorsun… O halde niye kokladın?

Vali paşa bu fıkrayı anlattıktan sonra gelenlere dönmüş:

-Bu adamları da siz seçtiniz, şimdi bana gelip dert yanıp, şikayet ediyorsunuz!

Kıssadan hisse…

            Seçim, seçim diyoruz…Seçimler bitmez, şikayetler de bitmez…Seçimler devam edip durur ama şikayet konusunda değişiklik olmaz. Bu devran böyle devam eder durur…

            Evet, bu genelde böyle, yerelde de kısacası garip bir milletiz vesselam…