Gün, hikâye yazılacak gündür.
Hem de hikâyelerin en suya sabuna dokunmayanlarını…
Evet, gün öyle gün ki, devran öyle devran ki adama ‘ canım ‘ desen ‘ canın çıksın ‘ anlıyor. Ülkede ki ekonomik krizin faturasının hesabını, utanmasa bizden soracak. Siyasi arenada taraftar ve amigoluk ise apayrı bir bela… Kısacası, kimsenin burnundan kıl aldırdığı yok.
Kıl aldırmak ne demek, öfkeler burunların ucunda, ter damlası gibi ha düştü ha düşecek…
Onun için siyasi erk yandaşlarının tavuğuna kışt demeden kimsenin çıkarına hoşt demeden, yede ki karıncayı bile ezmemek becerisi ile, ‘ kıssadan hisse… ‘ yazını yazacak rahatına bakacaksın!
Efendim, eşekler geyiklerden bol sayıda boynuz alıp kendilerini donatmışlar. Ama bu kez bir başka sorun çıkmış ortaya…
Bazı eşekler eleştiriye başlamışlar:
Ne var ki düşman korkusuyla yaşayan çoğu eşek de diyormuş ki:
Bunun üzerine boynuz donatımı çoğalmış, eşekler geyikleşmeye başlamışlar.
Bazı eşekler soruyorlarmış:
Oradan geçen bir at soruyu yanıtlamış:
Biz sadece, rahmetli İlhan Selçuk hocamızdan bir hikâyeyi aktardık.
Doğrudur, yanlıştır tartışması bizim dışımızda…
İsteyenler istedikleri gibi yorumlayabilirler…
Kıssadan hisse çıkarmak sizlere kalmış bir yazı işte…