KISSADAN HİSSE

  Alman, İstanbul’a gelmiş, berbere gitmiş, sakal tıraşı olacak. Laf sanayiden açılmış, Alman başlamış:

  “Siz sanayii yanlış kurmuşsunuz. İstanbul, İzmir, Bursa fabrikalar burada… Oysa sanayii her tarafa dağıtmanız lazımdı. Bizde öyledir, mesela otomobilin lastiğini Frankfurt’ta, motorunu Hamburg’da, şasesini Münih’te yaparlar. Böylece sanayi dağılmış olur, dengeli sanayi kalkınması böyle olur.”

  Berber boynunu bükmüş:

   “Haklısınız!”

  Ama Alman bu, ukalalıkta üzerlerine yoktur.

  “Haklısınız demekle olmaz, bunu böyle yapmalıydınız!”

  “Haklısınız demekle bu işin altından kalkamazsınız. Yanlış, yanlış çok yanlış!”

  Alman takılmış plak gibi konuşup duruyor, berber bir elinde fırça sabunlayıp durmuş…

  Sonra birden peşkiri çekip, Alman’a kapıyı göstermiş.

     “Hadi tamam!”

Alman’ın yüzü gözü sabun içinde:

  “Nasıl tamam, sakalımı kesmedin!”

 Berber gülmüş:

  “Bizde sabun, fırça sanayii İstanbul’da, ustura sanayii de Eskişehir’de! Biz burada fırçayla sabunlarız, onlar Eskişehir’de ustura ile keserler. Hadi rauch!”

  Kıssadan hisse…

  Mevcut yanlış durumları görüp düzelteceklerine, oturup yanlışlıklar üzerine ahkam kesenlere sunulur.

   Fadime gecenin bir saatinde deprem var sanıp fırlamış, bakmış kocası dürtüyor , korkmuş:

  “Ne var, ne oldi ?”

  “Uy sevculi kariciğum, paşucina bir pusula bıraktum, oni oku!”

  Fadime ışığı yakıp pusulayı okumuş:

  “Sevgili Fadime, peni sabah peşte uyandir!”

  Fadime de bir pusula yazıp, kocasının başucuna bırakmış… Adam sabah uyanınca saate bir bakmış, sekiz buçuk, hırsla fırlamış yataktan, başucunda bir pusula,                                                                              “sevgili kocacuğum, saat beş oldu kalk!”

  Kıssadan hisse…

   Sıkışınca, sorumluluktan kurtulmak için, “Biz falan tarihte böyle demiştik, filan tarihte bu konuda grup kararı vardı, grup kararına uyduk da…” deyip, sorumluluğu üstlenmeyenlere arz olunur…