KISSADAN HİSSE

            Uçakta beş kişiymişler, biri ABD Başkanı, biri Rusya Başkanı, bir papaz, bir delikanlı, bir de bizim cumhurbaşkanı.

            Uçak birden yalpalamaya başlamış, irtifa kaybediyor, pilot anons yapmış: “Beyler uçak düşüyor, önce ben atlıyorum, içeride dört paraşüt var, başınızın çaresine bakın, idare edin!”

            Beş kişiye dört paraşüt!

            ABD Başkanı yerinden fırlamış:

• Aman bizim ülkede işler biraz bozuk, ben yeni seçildim, Amerika için bir şeyler yapmak gerekir, bunun için paraşütün birini ben alıyorum.

Almış ve atlamış…

Rusya Başkanı:

• Beyler, ABD başkanı atladı, biliyorsunuz ki o süper gücün biri, diğeri de benim ülkem. ABD’yi yalnız bırakmak tehlikeli. Bu nedenle bir paraşüte de ben el koyuyorum!

O da atlamış…

Geride 3 kişi ve 2 paraşüt!

Bizim cumhurbaşkanı durur mu? O da ayağa fırlamış:

• Beyler benim ülkemde enflasyon çok yüksek, faizler arttı, ekonomik göstergeler berbat, bir de önümde seçim var. Eğer paraşütü almazsam, Muharrem İnce seçimi kazanabilir. Lütfen paraşütü bana verin.

Ve kapmış paraşütü atlamış aşağıya!

Uçakta papaz ile delikanlı kalmış… Delikanlı yalvarmaya başlamış:

• Muhterem peder, daha çok gencim, daha dünyanın tadına varamadım, ne olur paraşütü ben alayım’

Papaz gülmüş:

• Merak etme evladım, biraz önce, enflasyondan, faizlerden, ekonomisinin batmasından, yapılacak olan seçimden bahseden var ya paraşüt yerine benim cübbemi alarak atlayış yaptı. Bu paraşüt senin, bu paraşüt benim!

Şimdi bunları yazdık, daha doğrusu Rahmetli Hasan Pulur hocamın bir fıkrasını biraz değiştirerek bugüne uyarladım. Herhalde kimseler kızmaz!