Bektaşi, derenin kıyısına oturmuş, çamurdan bir şeyler yapıyormuş. Uzaktan biri bağırmış:
Bektaşi ters ters bakmış:
Kıssadan hisse:
Gittiği her nikah töreninde, “En az üç, üç” diye çığırtkanlık yapanlara duyurulur.
***
Tekne fırtınaya yakalanmış battı batacak. Adamın biri başlamış duaya, “Ey büyük Allah’ım karaya çıkalım, yoksullara kazan kazan yemek dağıtacağım!”
Fırtına şiddetlenmiş adam da duayı büyütmüş, “Ey ulu Allah’ım, şu afetten bizi kurtar, bir sürü koç kurban edeceğim!”
Dalgalar tekneyi aşıp gittikçe, adamın adakları deveden, kese kese altına kadar uzamış. Sonunda Bektaşi de ellerini açıp dua etmiş, “Dayan Rabbim dayan, sen dayandıkça herif arttıracak bize de bir pay düşecek…”
Kıssadan hisse.
Bektaşi, bizim bazı siyasetçiler gibi ya yanılırsa ya adam karaya çıkınca adaklarından vazgeçerse… Sizce böyle tipler yok mu?
***
Bektaşi yemeğe davetliymiş. Eli boş gitmemek için bir karpuz alıp davete gitmiş. Yemekten sonra ev sahibi Bektaşi’nin karpuzu sofraya getirip kesivermiş. Karpuzdan öyle bir koku çıkmış ki herkes sofrayı terk etmiş.
Bektaşi çok utanmış. Eve dönerken bakmış karpuzcu halen yerinde elindeki parayı uzatmış:
Karpuzcu anlamamış:
Bektaşi parlamış:
Kıssadan hisse.
Memleketin durumunu düşünerek bundan da kıssadan hisseyi bir zahmet sizler çıkarın.