KISSADAN HİSSE

Temel ile Dursun kahvede konuşuyorlar.

Dursun Temel’e:

• Ula bağa bak Temel, yanlışlık yapma ha! Mutlaka EVET vereceğuk. Reyis’e ayıp olur!
• Ya Dursun bu dedikleruni ben de düşünüyorum da kafam karışuk.
• Niye ula?
• Niye olsun? Ergenekon’un savcısıyım demedi mi Reyis?
• Dedi.
• Fetöcüler için “Ne istediler de vermedik” demedi mi?
• Dedi.
• Peki sonra “Aldatıldık” demedi mi?
• Dedi
• Daha sonra “Şahsım başta olmak üzere kandırıldık” demedi mi*?
• Dedi!
• Benim kafam da işte burada karışıyi!
• Niye lan? Ne var ki bunlarda?
• Ula ne var olur mi? Hep kandırılıyor! Ya yine kandırılırsa? Bu defa tüm yetkiler de onda… Halimiz ne olur sonra?

Bu kez Rahmi Turan’ın “Dinlediğim muhteşem fıkralar” kitabından değişik bir kıssadan hisse ile karşınıza çıktık. Aktardığımız fıkranın kıssası da hissesi de içinde.

***

Madem günümüz fıkra yazma günü öyle ise bir tane de Fikri Sivri’nin “Aykırı Fıkralar” kitabından aktaralım:

                Padişah Temel’e Karadeniz’de beylik verir… Usul erkan bilmeyen Temel, Padişah a yaranmak için, “Ha pu pok çinlilere savaş açalum da! Cidin haber verun” der.

                Çinliler kabul eder, yerini ve zamanını bildirmelerini isterler Karadeniz Beyliğinden…

                Temel’den ses çıkmaz…Haftalar, aylar geçer çıt yok… Bu kez Çinliler elçi gönderir, “Hani savaş istediniz ne oldu?” Diye…

                Temel gelen elçiye:

                -Ha bu tipinişey ettuğumun sizinkilerle savaşacağuz da o kadar adami nereye cömeceğuz gara gara onu düşüniyruz da…

                Kıssadan hisseyi boşverin, biraz neşelenin bu bize yeter…