Çayırda otlayan ineğin yanına bir tavuk yanaşmış, ona işbirliği teklif etmiş…
Her ne kadar inek, inekse de bu işbirliğini geri çevirecek kadar inek değilmiş;
- Buyur tavuk kardeş teklifini yap bakalım!
- Sucuklu yumurta yapıp satalım!
İnek, bu iş nasıl olacak diye bön bön bakarken tavuk teklifine açıklık getirmiş:
- Çayırın şu köşesini bana verin, ben oraya yumurtayla doldururum!
Ortalık başlanmış, tavuk yumurtayla dolduruyor, inek sucuklu yumurtanın karıyla avunup geviş getiriyormuş …
Derken tavuk, eli bıçaklı adamla bir süre sonra çıka gelmiş
- Haydi inek kardeş sucuklu yumurta yapmanın zamanı geldi. Lütfen kendinizi gönül rahatlığı içinde sayın kasaba teslim ediniz!
İneğin aklı başına gelir gibi olmuş:
- Bu ortaklık bana biraz pahalıya mal olcak galiba!
- Eeee ne yapalım inek kardeş insanlara yumurtalı sucuk yedirmek kolay mı?
Kıssadan Hisse…
İnsanlara barış, huzur ve demokrasi getirmek de kolay değil işte AMERİKA!
Her yeri barış, huzur ve demokrasi adına işgal ediyor.
Böyle “İNEKLER de oldukça!
&&
Fransız ihtilalından sonra başa gelen her yönetime hem hizmet hem ihanet eden Talleyrand’ın bacakları çarpıkmış. Bir gün yaşlı bir kadın Talleyrand’a sormuş:
- Bacaklarınız nasıl?
- Nasıl görüyorsan öyle!
Kıssadan Hisse…
Sık sık Türkiye ilgili olarak “durumu nasıl görüyorsun?” diye soranlara en güzel cevap
“NASIL GÖRÜYORSAN ÖYLE!” olur herhalde!..
Esen Kalın