KISSADAN HİSSE

            İşkembesi geniş, cebi derin dalkavuklardan biri Hz. Süleyman’a muazzam bir elmas hediye etmiş.

            Elmas ama ne elmas, portakallar yanında fındık gibi kalıyor, içinde renk renk güneş ışınları tutuşuyormuş.

            Elmasın üzerine eğilenler, bal peteği gibi altı köşe yontulmuş yüzlerce satıhta kendi yüzlerini binlerce defa görüyor, bu muhteşem mücevhere ellerini bile sürmeye cesaret edemiyorlarmış.

            Yalnız bu mücevherin minicik bir kusuru varmış. Taa ortasında belli belirsiz bir kıl duruyormuş. Eğer o kıl olmasaymış, dünyanın sekizinci harikası olacakmış.

            Neyse efendim, Hz. Süleyman bu küçük kılı çıkarmak için yanındaki dalkavuklara emir vermiş. Dalkavuklar daha sonra ülkenin bilim adamları devreye girmişler ama hiçbiri bu küçük kılı çıkaramamışlar.

            Bildiğiniz gibi Hz. Süleyman hayvanlarla konuşma becerisine de sahip biri.

            Kılı çıkarmak için hayvanlardan yardım ister. Aslanlar kükrer, zürafalar boynunu uzatır, kaplanlar pençelerini gerer ama nafile. Kıl yerinden kıpırdamaz. İşte bu uğraşların sonunda bir böcek zızzzz diye Hz. Süleyman’a sokulur, “Ben çıkarırım bu kılı yalnız bir şartım var” der. Kara böceğin şartı, kırk gün elmasla birlikte bir kutuda kalmaktır. Şart kabul görür ve kara böcek elmasla birlikte bir kutunun içine konulur.

            Bir gün, beş gün derken kırk gün dolar. Kutu merakla açılır. Elmas aynen içindeki kılla birlikte duruyor, sadece kara böceğin azıcık kıçı parlıyormuş…

            Hz. Süleyman:

-          Eee, ne oldu, kılı çıkaramamışsın!

Böcek kaşlarını kaldırıp gözlerini süzerek ve de boyun kıra kıra:

-          Banane ayol sizin elmasınızın kılından, ben alacağımı aldım.

Hayat ve siyaset arenası küçük ve büyük devletler arasındaki ilişkiler bu masalın sonucuna benzemiyor mu? Hele şu günlerde yaşadığımız dramatik olaylar günlüğünde Suriye’deki dış güçlerin kıçlarını parlatma yarışlarını hele bir düşünün.

Sonra mı?

Sonrası sizlerin yorumuna, sizlerin kıssadan hisse çıkarma becerinize kalmış.

Bu masalı rahmetli Çetin Altan yazmış. Bendeniz bu masalı biraz kısaltarak sizlere aktardım. Bu vesileyle de rahmetli Çetin Altan hocamıza Allah2ın rahmeti üzerine olsun diyerek yazımızı noktalıyorum.

Şimdilik bana eyvallah.