güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

KISSADAN HİSSE

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:50
İnekler otlağın çevresindeki çakallara karşı boynuzlarını hazır tutmaktan bıkmışlardı. Çakallar “ Anlaşalım, bize şu sarı ineği verin, size ilişmeyelim” derler... İnekler bu öneri karşısında uzun uzadıya tartışırlar. Toplantının sonunda sarı ineği vermeye kanar verirler. Böylece rahata kavuşacaklarını, kendilerini kurtaracaklarını zannederler. Çakallar sarı ineği alıp yedikten bir süre sonra yeniden acıkırlar ve çakalların ikinci inek istemi gündeme gelir. Bu isteklerin bir türlü sonu gelmez. Sonra bir başka inek daha eterken koca inek sürüsünden kala kala 3 yaşlı inek kalır. Kalabalık gücünü kaybeden, yalnızlaşan, çaresiz ve savunmasız kalan üç inekten en yaşlısı şöyle der sonunda arkadaşlarına: * Sarı ineği vermeyecektik..." 
***
Hayvanlar âlemine ait öykümüz böyle. Peki, insanlar âlemine bu öyküyü adapte ettiğimizde, aynı şeylerin yaşanıp yaşanmadığını kendi kendinize bir sorgulayın. Nasıl? Sarı ineği verdiğiniz bazı kimselerin, istemlerinin sonucunun dayandığı son nokta, öykümüzdeki sonuçla benzerlik taşıdı değil mi? Gelelim bu öyküyü neden anlattığıma. Hemen kulak kesildiniz değil mi ? O kadar değil. Bu çakallar öyle bildiğiniz çakallardan değil. Bu çakallar iki ayaklı ve çok tehlikeli! Sonra, bu çakallar nankördür. Onlara sarı inek de verseniz yine doymazlar. Zira onlar doyumsuz olduğu kadar, her türlü kötülük yapmayı kendilerine meslek edinmişlerdir. Bu nedenle, eğer belirli bir takım mevkilerde iseniz, çakallara karşı ya açık vermeyeceksiniz ya da onlara karşı mücadele etmesini bileceksiniz. Bu tiplemelere iyilik yaparak, tamam sensin diyerek, günü kurtarmanın hesabı içinde olursanız, onlar da sarı inek istemeye devam ederler. Zira onlar senin önceden veya şimdi yaptığın iyilikleri çabuk unuturlar. Çünkü nankördürler... Aynen YOLCU VE ÇINAR AĞACI öyküsünde olduğu gibi: 
“ Sıcak bir günde yol alan yolcular bir çınar ağacı görürler. Gölgesinden yararlanmak için hemen yanına giderler. Kendilerini ağacın altına atıp bir güzel dinlenirler. Tam kalkacakları zaman yolculardan biri “ Bu ne yararsız bir ağaca, ne meyve veriyor, ne de başka bir şey” der. O zaman Çınar ağacı hemen karşılığını verir yolcuya: * Nankör yaratık seni' Hem gölgemden yararlanıyorsun, hem de benim hiçbir işe yaramadığımı söylüyorsun.”
***
İşte sizlere iki tane öykü anlattım. Yazımızın başlığı kıssadan hisse olsa da, öykülerimiz o kadar açık ve net ki, kıssasını da, hissesini de bulup, “ doğru yahu, ben şu kişiye nice yardımda bulundum, ben hala bu kişiye her türlü yardımı yapıyorum ama..." deyip, o çakal dediğimiz kişilerin nankörlüklerini düşünmeye başlamışsınızdır. İşin doğrusunu söylemek gerekirse, eğer yardım yaptığınız veya yapacağınız kişileri iyi seçemezseniz, hele yardım ettiğiniz kişiler ÇAKALSA vay halinize...

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.