Bir zamanlar doğudaki bir kente bakan gelir. Kürsü kurulur, parti bayrakları asılır, ilçenin parti başkanı alanda biriken partilileri uyarır:
“Bakan geliyor, önemli adımdır ha, ne derse alkışlayacaksınız, soru sorarsa “öyledir” diyeceksiniz.”diye sıkı sıkı tembih eder.
Hikaye bu ya, denilen Bakan gelir ve kürsüye çıkar. Başlar konuşmaya… Alkışlar gırla…
Söz sorulara gelir:
“Şehre duble yol yapmadık mı?”
Kalabalık bir ağızdan:
“Eledir…”
“Suyu biz getirmedik mi?”
“Eledir…”
“Kömür vermedik mi?”
“Eledir…”
“Vali buzdolabı getirmedi mi?”
“Eledir…”
“Çocuk başına para vermedik mi, ne kadar çocuk, o kadar çok para değil mi?”
“Eledir…”
“Makarna gelmedi mi?”
“Eledir…”
“Nohut gelmedi mi?”
“Eledir…”
Bakan durumdan çok memnundur. Ne sorarsa kalabalık “Eledirrr…” diyor ve alkışlar tütüyor.…
Bakan:
“Bir de bize hırsız diyorlar…”
Meydandaki kalabalık birağızdan:
“Eleediirr…”
Sevgili siyasetçi kızar:
“Hadi ulan, neresi eledir?”
Lafın gelişi işte.
Kendi partisinden olan lider veya koltuk sahibi olan kişilerin her sözünün doğruluğunu düşünmeden alkış yapıp, “Eledirr”diyenleri hiç görmediniz mi? Eğer görmedinizse, işte önümüzde yerel seçim var. Lütfen meydanlara çıkın ve görün…
Hikayemiz, rahmetli Bekir Coşkun’un bir köşe yazısından alınmıştır.
İster Kısadan hissede deyin, ister “Hocam alıntı yapmışsın…”deyin.
“Eledirr, elediirr…”