KENDİ İZİNE DÜŞMEK

            (Kurultay)

            Rahmetli İnönü’nün muhalefet döneminde, CHP Genel Sekreter yardımcısı olan Cevat Dursunoğlu’nun, muhalefete düşüveren İsmet İnönü ile ilgili olarak bir benzetmesi anlatılırdı bir zamanlar.

            Erzurum dağlarındaki çobanlar, kışın birden tipi bastırdı mı köye nasıl döneceklerini şaşırır ve sırtlarındaki kepenin yakasını kaldırarak rüzgara karşı yürümeye başlarlarmış…

            Bir süre sonra karda bir ayak izine rastlarlarmış, “Demek biri daha geçmiş buradan, doğru yoldayım” diye düşünür ve rüzgara karşı kaldırdıkları yakalarıyla kardaki ayak izini takip ederlermiş. Bir süre sonra ayak izleri ikileşir, üçleşirmiş.

            Ve çobanlar tipiyle rüzgara karşı yan yana yürüyerek köye inmeye çalışırken, farkına varmadan kendi ayak izlerinin üstüne düşer ve aynı GENİŞ ÇEMBER İÇİNDE DÖNÜP DURARAK, DÖNÜP GİDERLERMİŞ.

            Cevat Dursunoğlu’nun İsmet Paşa hakkında böyle bir benzetme yapması, 1950 seçimleri öncesinde paşayı ziyaret eden taşralı CHP’lilerin, “Şöyle güçlüyüz paşam böyle güçlüyüz paşam” diye İnönü’yü kendi izine düşürme gafletinde bulunurlarmış.

            Buna “KENDİ İZİNE DÜŞMEK” denirmiş.

            Rahmetli Çetin Altan’ın 22.09.2004 tarihli köşe yazısında böyle anlatılır bir liderin nasıl “kendi izine düşme” aldatmacalığı…

            Ve CHP’nin tüzük değişikliği kurultayında, hazineden geçimli Sayın Milletvekillerinin aklına gelmez kendi izlerine düştükleri gerçeği…

            Anekdottaki çobanların rüzgara karşı yürüyüşleri gibi bir durumla karşı karşıyayız düşüncesinden hareketle inşallah bu kez, KENDİ İZLERİNE DÜŞMEZLER…