güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

KAFALAR KARIŞINCA BÖYLE HİKAYE YAZILIR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:49

Hırsız bir evi gözüne kestirmiş, en iyisi balkondan girmek. Gece bastırınca bahçeden doğru balkon demirine basarak tırmanmaya başlamış…

Tam çıkmak üzere iken, balkonun korkuluğu kopmasın mı? Bizim hırsız efendi korkulukla birlikte, kendini yerde bulmuş. Bu ufak kaza sonucu hırsızın ayağı kırılmış…

Sabah olur olmaz, hırsız efendi doğru “Hükmü Karakuşi”leriyle meşhur “Karakuş Kadı”ya gitmiş:

“Kadı efendi, ben soymak için eve girecektim, fakat balkon korkuluğu çürük çıktı, koptu. Ben de düşüp ayağımı kırdım!”

Kadı pek anlamamış:

“Eeee ne istiyorsun, şimdi seni hırsızlığa teşebbüsten içeri atayım mı?”

“Hayır Kadı Efendi, bir dinleyin!”

“Anlat bakalım!”

“Ev sahibinden davacıyım, eğer balkonun korkuluğunu sağlam yaptırsaydı, ben düşüp ayağımı kırmazdım… Tamam hırsızlık suç ama, cezası balkondan düşüp ayağını kırmak değil!”

“Karakuş Kadı” keyiflenmiş, tam ona göre bir dava, çağırmış ev sahibini:

“Be adam, niçin evinin balkonunu sağlam yaptırmıyorsun? Korkuluğun sağlam olsaydı bu adam düşüp ayağını kırmazdı!”

Ev sahibi şaşırmış:

“Aman Efendim, balkonun korkuluğunu marangoz Ahmet usta yaptı. Çürük yaptıysa benim günahım ne?”

Marangoz gelmiş:

“Efendim ben balkonun korkuluğunu çakarken yoldan yeşil başörtülü bir hanım geçiyordu. Başörtüsü o kadar göz alıcıydı ki, herhalde ona gözüm takıldığı için, çivileri başa çakmış olabilirim!”

Kadı emretmiş:

“Hemen o yeşil başörtülü kadını bulup getirin!”

Kadıncağız gelmiş, tir tir titriyor:

“Kadı Efendi, benim günahım yok. Ben başörtüsünü boyasın diye boyacıya verdim, o boyadı!”

                Sıra boyacıya gelmiş; kadı sorguya çekmiş:

“Ulan, başörtülerini böyle göz alıcı renge boyuyorsun, marangozun gözü başörtüsüne takılıyor, çiviyi başa çakıyor. Balkona tırmanmaya çalışan hırsız düşüp ayağını kırıyor!”

Boyacı verecek cevap bulamayınca, kadı da hükmünü vermiş:

“Götürün bu herifi asın!”

Biraz sonra cellat gelmiş:

“Kadı Efendi, bu boyacıyı boyu sehpaya uzun geldiği için asamıyorum!”

Kadı elini sarığa dayamış, çözüm bulmuş:

“Git, kısa boylu bir boyacı bul, onu as!”

 

Ne karışık hikaye değil mi?

Ama boşuna “Hükm-ü Karakuşi” dememişler. Eeee, bu kadar patlamalar-çatlamalar arasında her gün şehit haberleri gelirken, sayın cumhurbaşkanın “başkanlık” istemleri doğrultusunda hazırlanan anayasa paketindeki, “tek adamlık” çalışmaları, yine AKP ve MHP’nin meclise sunduğu paketteki “Denetim ve yargı” konularındaki tartışmalardaki acayip çelişkileri duyan bizlerin kafaları karışmaz mı?

Sonuç mu?

Tam “Hükm-ü Karakuşi”ye uygun bir senaryo…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.