Bilmem Livaneli’nin “Orta zekalılar cenneti” adlı kitabını okudunuz mu? Eğer okumuş iseniz, Livaneli bu kitabında “iyi siyasetçi aramak” adlı bir konuya değinmiş. Herhalde kimsenin itiraz etmeyeceği bir gerçeği dile getirmiş Livaneli. Yazar, şöyle diyor:
“Yorgunuz!
Büyük olaylar, darbeler, heyecanlar yaşadık; her seferinde kurtuluyoruz, “makus talihi” yeniyoruz sandık; kanımız kaynadı umutlarımız tazelendi; ama o kadar büyük düş kırıklıkları yaşadık ki, artık yorulduk.
Sonunda anladık ki, bu yöntemlerle siyasi kadrolar değiştirilemiyor, yoksullukla başa çıkılamıyor, kültür çürümesi tersine çevrilemiyor, hesap sorulamıyor.
İyice öğrendik ki, “negatif seleksiyon” bu düzenin dokularına işlemiş; kötü iyiyi kovuyor, ayaklar baş, başlar ayak oluyor. Siz istediğiniz kadar uğraşın, didinin, kendinizi paralayın, hiçbir şey değişmiyor.” Evet, bu hale düşmemiz herhalde rastlantı değil. Temel kurallara ve başka ulusların deneyimlerine boş verip “iyi siyasetçi” aramaya koyulduğumuz için bunlar başımıza gelmekte olamaz mı? Sisteme hiç dokunmadan, bir takım kurnaz siyasetçilerin bizi kurtarmasını istiyoruz. Bunun mümkün olmadığını öğrenene kadar da başımızı on kayadan bu kayaya vurmaya devam edeceğiz.
Yazar, şöyle bir açıklama yapıyor bu duruma:
“Thomas Jefferson demiş ki, “siyasetçileri zapturapt altına almak için onları Anayasaya zincirlemek gerekir.”
İşte bizim bilemediğimiz ve bir türlü öğrenemediğimiz altın formül bu. Siyasetçilerin iyi niyetine güvenmek yerine, onların sivil ve çağdaş anayasaya zincirlemek gerektiğini bilmiyoruz. Ama bütün gelişmiş uluslar biliyor. Zaten bildikleri için gelişmeye devam ediyorlar.” Ve yazar yazısının son bölümünde konuyu şöyle bağlıyor:
“Ülkemizin iyi yönetilmesinin o kadına, bu adama değil, sağlıklı bir anayasaya ve kuvvetler ayrılığına bağlı olduğunu kavrayacağız.”
Ne dersiniz?
İyi siyasetçi aramanın yolunun nereden geçtiğini, yani kuvvetler ayrılığına ve çağdaş bir anayasaya bağlı siyasetçileri bulabilecek miyiz?
Esen kalın.