İran Şahı ülkeden kaçıp, Humeyni 1 Şubat 1979 günü İran’a döndüğünde aralarında komünisti, sosyalisti, Sosyal demokratı, şeriatçısı da bulunan 2 milyona yakın insan tarafından karşılandı...
Mollalar bir yandan demokrasi çığlıkları atarken, diğer yandan ülkeyi şeriata mahkum edecek, muhalifleri kolayca tasfiye edebilecek iç aşamalı bir referandum planını devreye soktular.
Önce Şah’ın diktatörlüğüne son verecek, halkın desteğini sağlayacak referandum 1 Nisan 1979'da gerçekleşti.
Halka demokratik bir sistem kurulacağı propagandası yapıldı. Ve büyük çoğunlukla "EVET" çıktı... Ardından Humeyni, halktan "TÜM YARGININ ATAMALARINI YAPMA" yetkisini istedi. Halk buna da "EVET" dedi...
Asıl istek bunun ardından geldi"; "İSLAM KÜLTÜR DEVRİMİ" paketi oya sunuldu. İşte bu paketin de kabulünden sonra İran solu uyandı.
Uyandı ama atı alan Üsküdar'ı geçmişti! Humeyni'nin ülkeyi şeriata ve dikta rejimine götürdüğünü anlayan kesimler harekete geçti. Üniversitelerde gösteriler yapıldı. Yönetim ne yaptı peki?..
-ÜNİVERSİTELERİ 2 YILLIĞINA KAPATTI!
Olaylar 1982'ye dek sürdü ve o tarihte, tabii Irak savaşının yardımıyla diktatörlük sağlama bağlandı; bu süreçte ne oldu biliyor musunuz?
“Yaklaşık 2 milyon muhalif solcu katledildi!..”
İran'a demokrasiyi getirmek için Humeyni'ye destek veren kadınlar en büyük darbeyi yedi; taşlanarak recm edildiler, saçlarından sürüklenerek infaz edildiler... Evlerinden alınanlar bir daha geri dönmediler...
"Bizimle ne ilgisi var?" "Bizim aydınlanma devrimlerimiz var", "Cumhuriyet ilkelerimiz var" diyenler çıkabilir... Bu yönde düşünenler ya da "üç maymunu" oynayanlara Google amcaya tıklayıp, 1979 İran'ına bir göz atmayı, sonra dönüp yaşadıklarımızla karşılaştırmayı önermekten başka çarem yok...
Bakın bakalım, ne kadar benzeteceksiniz?
Kaynak: Nefes Gazetesi