İNSAN OLMAK...

Hırslarımız ve anlamsız bir yarış içinde koşturarak tükettiğimiz hayatımızın anlamını hiç düşündünüz mü?

Doğadaki en güçlü canlılardan biri olan aslanın, karnı tokken hiçbir canlıyı öldürmemesi, açken bile kendi cinsine saldırmaması, bir hiç uğruna birbirini öldüren insanlara bakınca, bu vahşilik ne kadar düşündürücü değil midir?

Ne için tüm bu çirkin mücadele?

Daha fazla mal, daha fazla para, daha fazla toprak edinebilmek veya birtakım egolarımızı tatmin etmek için, hayatımızı yaşamadan harcadığımızı ve sonuçta başkalarının da hayatını harcadığımızı niye anlayamıyoruz?

Oysa insan hiçbir şeye gerçek anlamda sahip olamıyor. Ölene kadar kazanılan her şeyi kiralamış gibi oluyoruz. Hayatımız son bulurken yanımızda hiçbir şeyi götüremediğimize göre, sadece adımız anılsın diye mi bu tüm olumsuz, insanlık dışı hareketler?

Sevgiden, insan gibi davranmaktan, dürüstlükten niye kaçıyoruz sorusunun yanıtını niye vermekte zorlanıyoruz ki?

Neyin kompleksi bu?

Başarıya, sevgiye, dürüstlüğe, her türlü güzelliğe koşacağımıza, bütün insani davranışlara aksi yönde hareket etmemizin altında hangi toplumsal kimlik komplekslerimiz yatmaktadır?

İşte, bu soruların yanıtlarını içtenlikle cevap verebilirsek, işte o zaman “insan olmayı, hak ediyor muyuz?” sorusunun doğru yanıtını bulabiliriz.

İşte o zaman insan olmanın, neyi ifade ettiğini ayabiliriz.

Evet.

Siz siz olun insan olun, insanlığın neyi ifade ettiğini bir daha düşünün...