ILIMLI İSLAM VE ABD

Cheryl Bernard, ABD’nin eski ırak büyükelçisi Zalmay Halilzad’ın Yahudi asıllı elçisidir. 2004 yılında “Sivil Demokratik İslam Raporu” hazırlar. Bernard raporunda İslam dünyasını 4 kategoriye ayırır:

“1)KÖKTENDİNCİLER: Demokratik değerleri reddederler. İslami değerle yönetilen otoriter bir devlet biçiminden yanadırlar.

2)TUTUCULAR: Tutucu bir toplum isterler. Modernleşme ve değişim konularına kuşkulu yaklaşırlar.

3)MODERNİSTLER: İslam dünyasının, globalleşmenin bir parçası olmasından yanadırlar. İslmda reform ve modernleşme isterler.

4)LAİKLER: Din ve devlet işlerinin ayrışmasından, batı türü demokrasiden yanadırlar. Dini bireysel düzeye indirgemeye çalışırlar…”

Raporda laiklerin köktendinci tehlike karşısında ABD ile aynı görüşte olmaları için uğraşılacağı, milliyetçilik ve sol akımlara yanaşmasının önlenmesi vurgulandıktan sonra, ABD’ye en iyi müttefik olarak “ılımlı İslamcılar” olması  öngörülüyor. Ayrıca “Ilımlı İslamcıların” nasıl destekleneceği konusunda şunlar öneriliyor:

“… Çalışmalarının, görüşlerinin yayımlanması ve dağıtılmasına maddi katkı yapılacak.

Daha geniş kitlelere özellikle gençlere ulaşmaları teşvik edilecek…

Ilımlı İslamcıların cesur sivil liderler olmasına çalışılmalı. Demokrasi, insan hakları, kadın hakları konusunda etkili politikalar geliştirmeleri sağlanmalıdır. Sivil toplum örgütleri oluşturarak ılımlı İslamcı liderlere yardım edilmesine çalışılmalı…”

İşte sizlere Can Dündar’ın yıllar önce yazdığı bir köşe yazısından küçük bir örnekleme sundum. Sayın Dündar’ın yazısı birkaç bölümden oluşuyor. İsteyen internetten ulaşabilir. Ben sadece “Ilımlı İslam” konusu ile ilgili küçücük bir kapıyı aralayarak, nereden nereye geldiğimizi yorumlamanızı istedim.

Bayatlamış ezberler üstüne ahkam kesenlerin, önümüzde ki Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde neler diyebileceklerini tahmin ederek, artık bazı şeylerin sorgulanması gerektiğine olan inancımı korumakla birlikte, geldiğimiz noktada genel olarak karamsarlığım sürmektedir.

Temennim; laik, demokratik bir hukuk düzeninin az yararla kurtulmasıdır. Sonuç olarak, şuan ki tablomuz hiç de iç açıcı değil. Hele hele Cumhurbaşkanları adaylarını gördükten sonra…

Esen kalın.