Hasan aga, oğlunun aşık olduğu kızı istemek için, cümbür cemaat toplanıp komşu köye giderler.
Kız evine varırlar ve gerekli hatır sormalar ve hoş beşten sonra, sıra konuyu kız babasını açmaya gelir. Hasan aga, Allah’ın emri, peygamberin kavliyle der demez, kız babası:
-Bizimkiler, oğlunuz hakkında biraz bilgi edinmişler ama yine de oğlanı tanımamız için biraz bilgi istiyorum.
Hasan aga, oğlunun sigortalı bir işte çalıştığını, herhangi bir kötü alışkanlığı olmadığını, uzun uzun anlatmaya kalkınca, kız babası araya girer:
-Kedisi veya köpeği var mı?
Hasan aga şaşırır:
-Yok!
Bir kedi veya köpeği bakamayacak kadar ekstra masraf yapmayan kişi, kızıma bakamaz!..
Oğlan tarafı, havayı yumuşatmak için ne kadar dil döktüyse, kedi bakmayı da kabullense de, kızı vermezler…
Hasan aga olayı kendi köyünde anlatınca komşulardan biri, “sen kız istemesini bilememişsin” deyip, nasıl kız isteneceğini anlatmaya başlar:
Beyin oğlu, çingenenin kızına aşık olmuş, ya kızı alacak, ya canına kıyacak…
Oğlanın babası kalkmış, çingenenin kulübesine gitmiş, utana, sıkıla, halini arz eylemiş:
“Çeribaşı hazretleri, bizim Mahdum, sizin pek kıymetli, nadide kerime hanımınızın izdivacına taliptirler…
Çingene celallenmiş ki sormayın gitsin! “Yıkıldı git karşımdan, senin oğluna verecek kızım yok!”
Zavallı adam, bitkin, perişan eve dönerken yolda mahallenin kabadayısına rastlanmış, başına gelenleri anlatmış…
Kabadayı teselli etmiş:
“Merak etmeyin beyefendi, siz onu bana bırakın!”
Kabadayı, ertesi sabah çingenenin evine gidip basmış narayı:
Çingene fırlamış dışarıya:
“Buyurun beyzadem buyurun, hoş geldin, sefa geldin, emret!”
“Sen beyin oğluna kızını vermiyorsun! Yakarım lan seni!”
Çingene boynunu büyütmüş:
“Aman beyzaden, kızı vermemek ne demek, istemesini bilmeli… Kızı gelip böyle isteseydi vermez miydim?”
Kiminle, nasıl konuşacağını bilen bilemeyenlere sunulur diyelim… İkinci bölüm alıntı ama, birinci bölüm, yani bizim Hasan aga’nın olayı ayniyle vakidir. Hal böyledir ve sonuç nerede nasıl konuşulacağını, kiminle nasıl konuşulacağını bilmeyenlere sunulur dedik ve noktayı koydu…
Şimdilik esen kalın.