GÜLÜMSEMEYİ UNUTANLARA…

Biraz akıldanelik olacak ama sürekli bardağın boş tarafına bakmanın, bu kötü günlerde bizleri ittiği karamsarlıktan çıkarmadığını bile bile niye aynı teraneyi sürdürüyoruz? Biraz olsun, bardağın dolu tarafına bakarak, zoraki de olsa yaşamın güzel taraflarını görmeye çalışsak…

Yaşamsal problemlerimize biraz mola verdirerek, bu sıkıntılı halimizden, firar ederek mizah dünyasına girsek, bana göre hiç de fena olmaz sanırım.

Haydi, hep beraber deneyelim:

“Hanımlarının doğumunu bekleme odasında sohbet ederek takip eden adamlardan biri, diğerine dert yanıyordu:

-Yahu, ben ne talihsiz adamım! Tam yıllık iznimi aldım, hanım doğum yapıyor.

Öteki adam, iç çekerek:

-Sen yine şanslısın birader, ben ne yapayım? Bugün daha balayımızın dördüncü günü!”

***

Avcının biri, ormanda aslanı nasıl avladığını anlatmaya başlar:

-Sormayın azizim! Bir de baktım, karşımda bir aslan. Tüfeğimi doğrulttum… Gümm!...

Ve aslan yerde…

Dinleyenlerden biri sorar:

-Peki, hiç korkmadın mı?

-Korkar mıyım hiç? İnanmazlar diye kuyruğunu da kesip getirdim.

Öteki:

-Yenisini niye getirmedin?

-Onu da düşündüm, fakat başını bir türlü bulamadım ki…”

***

“-O, merhaba İhsan!

-Merhaba Kamil!

-Ne var, ne yok bakalım?

-Eh, şöyle böyle işte!

-Seni biraz düşünceli ve üzgün gördüm. Hayrola?

-Sorma birader, baba oluyorum da!

-Yahu, ne var bunda üzülecek, sevinsene!

-Evet, ama hanım duyunca bakalım ne diyecek?”

***

Evet, bardağın dolu tarafına bakmak bu kadar kolay işte. Yaşam, inişli-çıkışlı bir merdiven olduğuna göre, yaşamın kısa ve süreli olmasından dolayı da biraz gülümsemenin hepinize, hepimize iyi gelmesi dileğiyle;

GÜLÜMSEMEYİ UNUTMAYIN EMİ…