ETİK HER ALANDA LAZIM!

1960’da 27 Mayıs ihtilalinden sonra, rahmetli üstat Burhan Felek’in başını çektiği bir grup, “BASIN AHLAK YASASI” hazırlamış memlekette yayınlanan yerel ve genel bütün yayın organları manşetlerinin veya künyelerinin altına; “Bu yayın basın ahlak yasası ilkelerine uyacaktır.” İbaresini koyuyordu. O basın ahlak yasası hala var mı, yok mu, bilemiyorum?

Bazı basın mensupları, hem kendilerini hem de hasım gördükleri kişi veya kuruluşları kirletmektedir… Tetikçi yazarlar, yıllarca yalakalık yaptığı kişilere, menfaatleri azaldıktan sonra her türlü küfürü etme yarışına girenler, yalan yanlış duyumlarla her türlü çirkefliği yapanlar, maalesef yerden biten mantar gibi çoğaldılar.

Siyaset zaten kirli; adalet ise ortalıklarda görünmüyor, Anayasa kuralları yerlerde sürünüyor, her alanda kayırmacılık almış yürümüş, bütün bu olumsuzlar etik kurallar içerisinde davranma yeteneğimizin kaybolmasındandır.

ETİK davranış, ahlaki davranış demektir. Bu davranış modeli her alan için geçerlidir. Birkaç örnek vermek gerekirse; mesela Erdal İnönü, soyadı farklı olan bir akrabasının girdiği sınavda, mecliste kazandığını ve işe başladığını öğrenir. Arar, “Bir torpil olmadığını, kimsenin de haberi olmadığını biliyorum ama siyasi alaka yakışmaz. Benim akrabamın benim bulunduğum mecliste işe başlaması” der ve akrabasını kazandığı kadrolu İşe başlatmaz. Çünkü siyasi ahlak bunu gerektirir.

Bu örnek gibi örnekleme yapabileceğimiz zamanımızda siyasetçi var mı?

Nerdeee?

Der gibisiniz.

Kısacası, etik ve ahlak felsefesi doğru davranışlarda bulunmak, doğru bir insan olmak, insani değerler hakkında düşünme olayıdır.

Bir başka anlamda, “Kişilik karakteri” anlamını da taşır.

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, doğru-yanlış ya da kötü veya yanlış gibi ahlaksal açıdan olan bir felsefe disiplinidir, işin ÖZÜ; ETİKLİK, İNSAN OLMANIN ana kuraldır. Bu nedenle ETİK davranış her alanda lazımdır demiyorum, şarttır…

Esen kalın

ETİK kalın