SON DAKİKA
Hava Durumu

EŞKIYA HİKAYESİ VE EMEKLİ

Yazının Giriş Tarihi: 09.01.2023 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.01.2023 20:56

Eski bir eşkıya hikayesi vardır. Çoğunuz bilir. Çok geçerli bir hikayedir.

Ülkedeki mevcut anlayışı dile getirmesi bakımından her zaman hatırlanır ve her zaman kullanılır. Hele böyle hikayeleri rahmetli Hasan Pulur hocamızdan dinler veya onun kaleminden alır aktarırsanız tadı bir başka olur. Allah mekanını cennet eylesin, şöyle anlatır bizlere eşkıya hikayesini:

“Köylü kasabadan köyüne gidiyormuş. Yolda eşkıyalar çevirmiş. Kenara çekip bir güzel soymuşlar. Kalmış cas cavlak! Eşkıya reisi de bir ağacın altında, suyun başında içiyormuş. Alıp yanına götürmüşler:

“Ağa bu adamı salalım mı?”

Ağa herifi şöyle bir süzmüş. Elin fukarası tir tir titrer, dururmuş. Haline acımış; bir bardağı içki doldurup uzatmış:

“Al iç! Kendine gelirsin!”

Köylü garip, boynunu bükmüş:

“Sağol ağam! Biz içmeyiz. Günahı varmış!”

“Neee?”

Kükremiş:

“ Günahı bana! Hem de bir dikişte iç!”

Köylü bakmış iş yaman, işin ucunda can var! Dikmiş bardağı başına ve bir yudumda haklamış ama gözleri yuvalarından fırlamış.

Atmış suya kendisini: Sonra dönmüş eşkıyalara sormuş mahzun mahzun:

“Hey gözünü sevdiğimin, ayaklarının türabı olduğum ağalar! Siz bu zıkkımı zoraki mi içersiniz, yoksa kendi isteğinizle mi?”

Eski hikaye bu!

Şimdi bir de yenisi var. Yeni dediğimize bakmayın, oda çok eski bir hikaye. Sadece köylünün yerine bazıları müteahhit, bazıları emekli der. Bu kez eşkıya otobüsü durdurur. Yolcuları soyacaktır. Yolcuları arabadan indirir ve sorguya çeker:

“Sen necisin?”

“Avukat”

“Sökül paraları!”

“Ya sen?”

“Müteahhit”

“Sökül paraları!”

Böyle uzar gider. Son yolcuya sıra gelir.

“Sen ne iş tutarsın?”

“Emekliyim!”

Eşkıya elini cebine atar:

“Al kardaş! Bu 500 lira sana yeter! Aybaşına kadar idare edersin!”

Esen kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.