Hepinizin bildiği gibi 2024 emekliler yılıydı güya! Daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiydi...
İşte bu emekliler yılında, kimilerine göre 15 milyon, kimilerine göre 16,5 milyon emeklinin KÖKMAAŞ" ile ilgili sorunlarından dolayı, Yazar Arif Kızılyalın’ın ifadesi ile, 3 milyon 600 bininin maaşı 10 bin liranın altında. Enflasyonun tavan yaptığı bu zaman diliminde, bu parayla nasıl geçinilir? Şimdi sizlere sayın Kızılaylın’ın köşesinden bir örnek vereceğim:
“... AKP öncesi Bülent Ecevit hükümetinin en düşük emekli maaşını 1,5 asgari ücret (su sıralar 25.5 bin TL.) olarak belirlediğini düşünürsek, şimdiki emekliler ne dese haklı. İBB’nin "Emekli olmak" aslında tüm gerçeği gözler önüne sermiş. Her 100 emekliden sadece yüzde 15.8’i geçinebiliyor. Yüzde 54.4'ü kit kanaat ayın sonunu getiriyor. Her üç emekliden biri ise çalışmak zorunda. Sadece İstanbul değil, Türkiye'nin her yanında benzer tablolar var..."
Evet tablo bu.
Emekliler "Açız" diye boşuna bağırmıyor. Ekmek, et, yağ kuyruklarında saatlerce boşuna beklemiyor. Hangi iş dalında olursa olsun, yıllarca çalışmış ve zamanı gelince emekli olmuş, bu vatandaşlarımızın insanca yaşama hakları yok mu? 10 milyon mülteciye verilen ücretsiz sağlık-ilaç hizmetini, kendi emeklisinden esirgemek reva mı?
Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu devran böyle gitmez. Meydanlara çıkmaya başlayan emekliler, Sayın Kızılyalın'ın dediği gibi yarınlarda, "... Ekonomik darlık sürerse, yarın iktidarın adını bile anamadığı erken seçim kozunu oynayacaklar."
Umarım, daha doğrusu gidişatın düzelmesi dileğiyle diyerek, bir emekli vatandaşımızın dizelerine yer vererek, yazımıza nokta koyalım:
"Emekli şafak sökmeden evden çıkar,
Kendini önce et kuyruğuna atar,
Et kuyruğunda sıra gelmeyince;
Ucuz etmekte nasibini arar."
Emekli Necmi Özyurt böyle dert yanarken, emekli öğretmen İbrahim Memiş söyle seslenir.
“Hasret bırakıldı tavukla ete
Yumurta koyardı kamış sepete
Nasıl düştü bilmez böyle illete
Izgara dumanı koklar emekli..."
Ya sair Hacaloğlu emekliler için ne diyebilir dersiniz?
“…Beylerin kıblesi zenginden yana
Ellerine geçmiş kapanmaz vana
İki yüz bin ona, yüzde on bana
Bizi bu hallere koyan utansın…”
diye intizar eder.
Evet, bugünlük sohbetimiz bu kadar.
Şimdilik esen kalın.