Sofrasına bir dilim beyaz peynir koyamayan insanımızın yaşadığı ülkemizde, adam çıkmış televizyona; “Uygar insan, ihtiyaçlarını geliştiren bir yaratıktır. O, sadece doymak için yemez. Aynı zamanda tat almak için, haz duymak için yer. Gerçekten doyma, ekmek, et ve sebze ile tüketildiği halde uygar insan; havyar, karides, tarama, hardal, mayonez, ıstakoz gibi besin maddelerini de sofrasında bulundurmaya çalışır.”
Tövbe tövbe…
Bir daha mı, yemek programı kesinlikle seyretmeyeceğim. Yahu millet ay başını nasıl geçireceğim diye muhasebe memuru olmuşken, adamın dediklerine bakın…
Neyse lafı pek uzatmayım, sözü M. Cevdet ANDAY’ın medeniyet üzre, yani uygarlık üzre bir şiirini aktarıp yazımızı noktalayalım:
“Şu haline bak da utan
Ne okuma bilirsin ne sayı
Ne üstünde var ne başında
Ne midende ne kursağında
Bari gel de gör günü arttır
Medeniyet öğren ayı.
Yemek masası nedir, peçete nedir,
Çatal bıçak nedir gör.
Giymek şart değil ya
Ayakkabı diyor, gömlek gör.
İngiliz kumaşı gör, naylon çorap gör,
Jartiyer bile görsen faydası var.
Tarak deyip de geçme
Saçını tara da gör
Kafan nasıl işlemeye başlar.
Kanalizasyon gördün mü sen hiç?
Gel de kanalizasyon gör.
Yemek şart değil ya
Döner kebap gör, su böreği gör.
Ekmek gör be EKMEK
Ne görsem faydası var.”
Lafı keseyim dedim ama kesemiyorum ki!
Bütün kabahat şairimizde…
Hiç havyar gör, tarama gör, mayonez gör demiş mi?
Dememiş!
“Ekmek gör bir EKMEK!” demiş ve bizim medeni (uygar) insan olma yolumuzu bir güzel göstermiş… Bize doğruları söylüyor şairimiz varken, ona kulak vereceğimize, bu pahalılıkta bol keseden sallayan, kendilerine uygar diyen, ensesi kalın göbeği şişkin kişilere kulak vermişsiniz.
Boş verin şifalı kahvaltıları da kulak asmayın…
Siz, siz olun, M. Cevdet Anday’a kulak verin…