-
Eğer , halkın yüzde 77’si “yolsuzluk var” diyorsa ve bu yolsuzluk dosyalarının üstünün örtüleceğine inanıyorsa.
-
Eğer, ülkenin savcıları yolsuzluk iddiaları nedeniyle görevden alınıyorsa…
-
Eğer, “ Ne istediniz de vermedik” deyip de “paralel devlet” senaryosundan şikayet ediyorsan…
-
Eğer, muhalefet liderlerinin eleştirilerini telefonla yayından kaldırabiliyorsan…
-
Eğer, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunu kendi Adalet Bakanının emrine veriyorsan…
-
Eğer, Faiz Lobisinden şikayet edip, kendi merkez Bankan ile faizler bir çırpıda iki haneli hale getiriyorsan…
-
Eğer, Terör örgütü Lideri ile kendi Genel Kurmay Başkanını aynı kefeye koyuyorsan…
-
Eğer, senin ülkendeki gazetecileri, kitap yazarlarını, sırf yazılarından dolayı hapislerden yatırtıyorsan…
-
Eğer, “ya taraf olursunuz , yoksa bertaraf olursunuz” diyerek efelik yapıyorsan…
-
Eğer, kendinin aday gösterip seçtirdiğin milletvekillerinin istifalarından sonra, onlara “TUZLUK” diyebiliyorsan..
-
Eğer, Web sitelerini yasaklayıp, iletişim özgürlüklerini kısıtlıyorsan…
-
Eğer , sana “ Allah’ın tüm vasıflarını taşıyor!” anlamında yakıştırma yapan milletvekiline “sen ne yapıyorsun?” demiyorsan…
-
Eğer, Yolsuzluk iddialarına bulaşmış Bakanlarının Fezlekerinin meclise getirilmesini engelliyorsan…
-
Eğer, sabah gazetesi ve ATV yayın kuruluşlarını ile ilgili milyon dolarlı “havuz” iddiası ile halen bir şeyler yapmıyorsan…
-
Eğer, “benim polisim destanlar yazdı” deyip, yolsuzluklar olayı patlak verdiğinde, neredeyse binlerce polisi ve emniyet müdürlerini görevden alma ve yer değiştirme işlemini yerine getiriyorsan…
-
Eğer, kendi oğlunu yargıda hesap vermesini engelliyorsan…
-
Eğer, yargıyı , polisi, iş adamlarını paralel devlet ile ilişkilendiriyorsan…
Saymakla bitiremeyeceğimiz özgürlük kısıtlamalarından ve böyle bir yapılamanın ardından, bu ülkede demokrasiden bahsedilebilir mi?
Biz sadece soruyoruz, yanıt sizlerden.
Esen kalın.