DO,RE,Mİ,FA,SOL,LA,Sİ,DO

            Süpermarketlerin birinden, ufak tefek bir şeyler çalarken yakalamışlar bir kadını ve hemen emniyete götürmüşler.

            Kadını ifadeye almışlar. Kadın iki gözü iki çeşme başlamış ağlaşmaya:

            -Ne olur bana kızmayın komiser bey. Babam bir bankayı soyarken polisi vurup öldürdüğü için müebbede mahkum. Kocam da çeşitli hırsızlıklardan hapiste. Üç oğlum ise araba çalmaktan çocuk ıslah evinde. Nasıl yaşayıp nasıl geçineceğimi bilmiyorum. Çok zor durumdayım. Bütün bunlar yetmezmiş gibi enflasyon belası başladı. İster istemez ben de oradan buradan ufak tefek bir şeyler çalmak zorunda kalıyorum. Dahası da var. Gördüğünüz gibi 8 aylık hamileyim, karnım burnumda. Geçenlerde karnımdaki piç kurusu da mahrem bir tuvalet yapmamı fırsat bilerek , elini oramdan uzatıp, sabun çalmaya kalkmaz mı, bari siz acıyın halime ne olur komiser bey.

            Alt tarafı bizimkilerin yaptıkları da ekonomik bir faaliyet işte. Ben de o faaliyetin kurbanıyım.

            ***

            Gerçekten de öyle. Ekonomik faaliyetlerden bazılarına kimler kurban olmuyor ki?

            ***

            Güne Çetin Altan’dan derlenmiş bir fıkra ile başladık yine. Yerel seçimlerle ilgili görüşlerimizi paylaşacaktık ama gelin görün ki siyasi arenada sis bulutları dağılmadı. Biz de bugünkü sohbetimizde gırgıriye yapalım dedik.

            Efendim aynı partinin kodamanlarından biri karşısına aldığı genç politikacıya:

            -Doğrusu sana bravo delikanlı. Müthiş bir başarı gösterdin. İçimize damat olarak girdin. Aradan geçen kısa bir süre sonra milletvekili oldun. Kısa bir süre sonra ise maliye ve ekonomiden sorunlu bakan oluverdin.. Ekonomi alanında yaptığın reklamsı konuşmalar sayesinde ülkede 8 kişi milyarderliğe yükseldi, enflasyon yükseldi, pahalılık arttı.  Sanırım bundan sonra da başkan olursun… Ne diyorsun bakalım?

            Genç bakandan kısa bir yanıt çıkmış:

• Kayınpederim bilir!

İşimiz gırgır ama her gırgır geçmede de gerçek payı yok mu? Sonra ne derler, “Olmaz olmaz deme!”