DEVENİN BAŞI

            Kimler yüzmeye kalkmadı ki siyasetin denizinde?

            Siyasetin denizinde bazılarının kollarına, bazılarının bacaklarına yakında kramplar girmeye başlayacak. Hele hele koyu dindar geçinenlerin riyakarlıkları, saltanat sevdalılarının cambazlığı ortaya çıkmaya başlayınca, bazılarının ateş alacak dip taraflarını…

            Siyaset denizinde dalgalanmaların getirimi ile iyice keskinleşen kutuplaşmalar sonucunda kimlerin baş, kimlerin başları kopacağı karmaşası bilinmezlik içeriyorsa da bu memleketin halini bir güzel anlatır rahmetli Tevfik Fikret:

“Vaktiyle büyük bir devenin bir başı varmış...
Başsız deve olmaz ya, masal, neyse; bütün gün
Yaz kış, beyinsiz, bu çürük baş
Çöl, kır, tepe, dağ, taş,
Bî-çâreyi bî-hûde sürükler ve yorarmış...
Bî-çâre ağır gövde ne yapsın, kime küssün?
Bir karga bulup derdini dökmüş, o demiş: — Vah!
Baştan büyük Allah... Başa gelmiş, çekeceksin.
Artık işe hörgüç bile şaşmış,
Kuyruksa dolaşmış
Baştan başa gövdeye; fakat kimseyi Allah
Baştan düşürüp kuyruğa baktırmasın; ilkin
Bir parça durup dinleyen olmuşsa da git gide
Âlem bu uzun derdi işitmekten usanmış;
Artık kime dinletmeye gitse,
Kim duysa, işitse,
Yüz vermediğinden, devecik sakin ve sessiz
Bir hendeğe inmiş, başı sokmuş ve uzanmış,
Birden çekilip: «Haydi - demiş - cehenneme, murdar!
Haksızlık eden başları bir gün... koparırlar.”

            Ancak bugünkü siyaset denizinde görünen o kadar çok baş var ki; başlar birbirlerinin gelmek istediğinden bu itiş kakışın sonu ne olacak?

            Yanıt mı?

            Bekleyip göreceğiz…