Bugün Can Yücel’e konuk olalım dedik. Biz dedik ama sizler ne dersiniz bilmem?..
“Şunları bir araya toplayalım. Bir güzel muhabbet edelim” diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı
Ne yemekten ne içmekten
Hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı parada gitti.
***
Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin yediğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.
***
Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erik Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım.
Geldiler.
***
20 yaşında ben,
35 yaşında ben,
40 yaşında ben ve
Bugünkü ben dördümüz.
***
Birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da ben geçtim
Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
****
Yatıştırayım dedim.
“Sen karışma moruk” dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üsten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler.
Ben de kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…
***
Evet, Can Yücel’in anısına saygıyla ve şiirle kalın diyelim…
Yolunuz şiir olsun.