“Çarşıda pazarda, zamlar hazır kenarda.
Boş laflara bakmayın, halkın başı darda.
Bütün fiyatlar böyle giderken hep dörtnala.
Vatandaş halinden memnun dur denilen.
Güzel ülkemin güzel İnsanlarına merhaba.
Sohbetimize Rahmi Turhan’ın malumunuz olan bir dörtlüğü ile başladık. Konumuz hayat pahalılığı olunca, üst üste gelen zamlar daha dar gelirli aileleri açlık çiftetellisi oynatıp, keçileri kaçırmaya başlayanlarımıza, bu dörtlük herhalde arabesk bir şarkı gibi gelmiştir…
Dertler bir değil ki şu ülkenin haline bakın…
Enflasyon rakamları…
Terör belası…
Pahalılık…
İşsizlik…
Savaş söylemleri…
Katledilen demokrasi…
Siyasallaşmış Yargı…
Susturulmuş basın…
Ekonomik kriz…
Bunlar yetmezmiş gibi korona virüs denilen salgın belası…
Böyle bir durumda yazar olarak siz benim yerimde olsaydınız ne yazardınız? Zamanımızda halen buzdolabının zenginlik ölçüsü gösterildiği bir ülkede, eğitimde geri kalmışlıktan bahsetme ne kadar sağlıklı olur ki?
Örneğin, CHP’li Muharrem ince ile ilgili lafıgüzarlık yapmanın kime ne faydası olabilir ki? Örneğin, 1917 devriminin 68 kuşağındaki etkinliğinden, bizim kuşağımız ile 78’lerin arasındaki etkileşmenin nasıl olduğundan ve bunların sonuçlarından gönül rahatlığı ile nasıl bahsedebilirim ki?
Bu bozuk düzenin, gelgitler içerisinde, hayat pahalılığından zihinsel erozyonlaşmış bir durumun, kafa karışıklığı içerisinde, ben bu sohbeti yine Rahmi Turan’la bitiriyorum arkadaş:
“Çatı sallanıyor, gemi batmakta
Siyasiler yarışıyoruz, çalım satmakta
Şöyle yaparız, böyle yaparız derler ama
Üstlerine yoktur palavra atmakta…”