güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

ÇUKUR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

             Adamın biri, ıssız bir yolda dalgın dalgın yürürken bir çukura yuvarlanmış. Uğraşmış, uğraşmış çıkamayınca, “imdat!” diye bağırmaya başlamış.

            Bir doktor geçiyormuş çukurun yanından. Sesleri duyunca cebinden defterini çıkarmış. Bir reçete yazıp atmış çukurun içine ve yürümesine devam etmiş.

            Adam çığlık atmaya devam ederken bir imam gelmiş çukurun başına. Aşağıdaki adamı görünce bir kağıt çıkarıp yazdığı duayı atmış çukurun içine. Derken bir arkadaşı görünmüş çukurun başında. Arkadaşını çukurun içinde görünce hemen atlamış çukurun içine. Çukurun içindeki adam, “Sen deli misin?” diye çıkışmış arkadaşına, “Şimdi ikimiz de çukurdayız” , “Doğru” demiş arkadaşı. “İkimiz de çukurdayız ama ben bu çukura daha evvel düşmüştüm ve nasıl çıkılacağını biliyorum.”

            Bu bir öyküdür deyip geçebilir miyiz? Acaba bu öykünün bir dostluk destanına benzeyen tarafını görmek daha güzel olamaz mı? Bu öykü beni niye bu kadar etkiledi diye çok düşündüm. Belki de böyle arkadaşlıkların giderek azalması hatta yok olmaya başlamasından mı?

            Toplum geliştikçe, dayanışmanın, arkadaşlıkların, arkadaşlık bağlarının daha güçlenmesi gerekirken toplumsal bağların gevşemesi ne acı bir çelişki…

            Peki, benim için çukura atlayacak kaç kişi var dünyada diye hiç düşündünüz mü?

            Bu sorunun yanıtını zor veriyorsunuz değil mi?

            İşin püf noktası sevgidir.  Sevgi Sadece hoş bir duygu değil, sevgi romantizm de değil sevgi hayatın ta kendisi…

            Sevgi dostlukların mayasıdır. Eğer yaşamın içinde “sevgi” yoksa işte o zaman senin için çukura atlayan kalmamış demektir. Sevginin bitmemesi dileklerimle “SEVGİLİLER GÜNÜNÜZ” KUTLU OLSUN.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.