Efendim, bizim meşhur Cumhuriyet Meydanımızdaki Anıtları Kuruluna kayıtlı ÇINAR Ağaçlarımız AKP’li yerel yönetimi zamanında betondan yapılmış havuzlar içine alındı. Yalnız, bazılarına göre tarihi, bazılarına göre anıtlar kuruluna kayıtlı olması nedeniyle DOKUNULMAZLIK unvanı taşıyan bu güzelim çınarlar kurumaya yüz tuttu.
Ee şimdi yerel yönetim başında CHP’li Belediye Başkanı var ya, başladılar “ Biri kesmeye, biri kurutmaya gelmiş” demeye. Efendim, insanın ağzı torba değil ki, büzesin. Kimisi öyle der, kimisi böyle der derken, Sayın CHP’li Başkanını aldı bir düşünce. Hemen teknik heyetini topladı ve her kafadan bir çıkmaya başladığını görünce de; “ Zoraf Bey, bu işi derhal hallediver, yoksa bizi tefe koyacaklar…” diyerek ÇINAR sorununu Park ve Bahçeler Müdürlüğüne havale etti.
Sevgili zoraf kardeşimiz ağaçların, Afedersiniz, tarihi ÇINAR ağaçlarının etrafındaki beton havuzları yıkarak ve etraflarını açarak, suni teneffüs işlevini girişti…
Bizim ÇINAR ağaçlarının başına gelen felaket, meğer bir zamanlar İstanbul Boğazı sahil yolundaki Çınar ağaçlarının da başına gelmiş. Bakın bu konuda İstanbul Eski Orman Müdürlerinden Ali sırtlı, Sayın Melih Âşık’a nasıl dert yanıyor:
“ Boğaz’da Sahil yolunda Bebek’ten itibaren kaldırımlara beton döküyorlar. Aynı sırada yıllanmış çınar ağaçları var. Gerçi ağaçların dibinde küçük bir alanı açık bırakıyorlar ama o yetmez…
Ağaçların altındaki alan parke taşı ya da delikli taş ile döşenmeli… Ağacın kökleri hava almalı… Aksi takdirde kısa sürede kurur o ağaçlar…”
İstanbul Eski Orman Müdürü böyle söylüyor. Ben çok sevdiğim ve bu işlere yıllarını vermiş Bayram Aydın Beyde, bir gün Cumhuriyet Meydanında gezerken bana şöyle dert yanmıştı:
“ … Yazık ettiler güzelim ağaçlara. Çınar ağacının tepesini kestin mi, o çınar ağacından bir daha hayır gelmez. Eğer bakarsanız, tepesi kesilen Çınar Ağaçları ile tepesi kesilmeyen Çınar Ağaçları arasındaki farkı görebilirsiniz…”
İşte bizim meşhur Çınar Ağaçlarımız hakkında bizim duyduklarımız, gördüklerimiz bu kadar. Bu işin uzmanları böyle diyor derken bir şeyin altını çizmeden de geçemeyeceğim.
Eğer ÇINAR ağaçları kurursa bunun sorumlusu kum olacak? İşte bu konuda uzman olan kişilerin ifadeleri… ÇINAR ağaçlarını kurtarma girişimlerini yürüten konunun uzmanı da elinden geleni yapıyor, sonuçta ağaçların tepesini kesen Eski Park Ve Bahçeler Müdiresi mi, yoksa ağaçları havuz içine alanlar mı suçlu? Tabii, ağaçlar kurtulursa buradaki başarı da Sayın Zoraf Bey kardeşimizin olacak. Zaten bizim de amacımız suçlu aramak değil, sadece ara sıra gündeme gelen bir konuda kısa yazılı bir sohbet yapmaktı.
Ve bu kez yazılı sohbetimizi Cahit Zarifoğlu’nun “ Ağaçlar” isimli şiirinden bir bölümle bitirelim.
AĞAÇLAR
“… Önümüzde bir çınar yükseliyor
Her gece atlılar geliyor ona
Destan söyleşip gidiyorlar
Esmerlikleri
Tutuşup kuruyor dudakları kalıyor sabaha…
Dostum
Üşüyorum dedin
Üşüme
Korkuyorum-Korkma
Kaçıyorum- Kaçma
Ürperiyorum düşünceden- Ürper
Sabah trafik
Çınara kim bakar
Kim geçer dallarından
Bahar mı geliyor
Komşunun balkonunda
Çamaşırlar renk rengarenk…”