CHP ÖN SEÇİMİ VE SONRASI…

    Bir tekerleme vardır bilir misiniz?
    “Karanfilsin kararın yok” diye başlar da “bilmem nesin ayarın yok” diye sürer…
    İşte biz öyle bir partiliyiz.
    Şimdi aktarmaya çalışacağım olay da buna benzer bir şey. Efendim CHP’ de demokrasi şöleni dedik, gerçekten CHP’li seçmen 29 Mart’ta sandık başına koştu ve kendi adaylarını bir şölen havasında seçti.
    Buraya kadar yapılanlar doğru. Doğru olmayan ne? Doğru olmayan, aday adaylarının “bölgecilik” yapılarak seçilmesi.
    Daha önce yazdım, yine yazıyorum. Geçen yazımda aday adaylarının sıralamasının Güney Marmara Bölgesi’nden olması halinde, Merkez ve Körfezden parti olarak oy alma olasılığında bazı şüphelerim var demiştim. Şuan geldiğimiz nokta bu.
    Mehmet Tüm, Ahmet Akın, Namık Havutça. Üçü de Güney Marmara’dan. Dördüncü sıradaki aday Fikret Şahin.
    Pekii, ilk üç Güney Marmara’dan olunca Merkez ve Körfezdeki halk kitleleri 7 Haziran’ da, “Benim her zaman görebileceğim, derdimi anlatabileceğim, bana yakın bir adayım yok” deyip kızgınlık göstermeyecek mi?
    Bence dağılım kötü oldu.
    İkinci bir olay da Bandırma’daki parti üyelerinin ön seçimde uyguladıkları yakışıksız oy verme şekli. 2005 sayılı seçim sandığında görevli olduğum için, oy sayımında yaşadığım, asla tasvip edemediğim, seçmende kutuplaşma hareketi. Sayın Mehmet Tüm’ e oy veren seçmenin Namık Havutça’ ya, Sayın Namık Havutça’ ya oy veren seçmenin Mehmet Tüm’ e oy vermemesi… Bazı seçmenlerin 34 aday adayından hiç kimseye oy vermeyip boş oy kullanması. Bazılarının da kendilerine verilen demokratik hakkı kullanmayarak sandığa gitmemesi.
    Evet beyler.
    Bu nasıl partililik, bu nasıl bir anlayış?
    Şimdi deve kuşu gibi kafamızı kuma mı gömeceğiz yoksa bütün bu görüntüleri görmezlikten gelip yalancı pehlivan görüntüsü mü sergileyeceğiz?
    İnşallah ben yanılır, söylemekten bile imtina etmeye çekindiğim kutuplaşma ortadan kalkar, sıralamada yer alan tüm adaylar kol kola, gönül birliği içinde 7 Haziran seçimleri için çalışırlar. Eğer bu adaylık olmazsa 7 Haziran’ da hüsrana uğrayabiliriz.
    Meşhur alimlerden birisi şöyle der; “    Suyu düşünmek susuzluğu gidermez, odunu düşünmek insanı ısıtmaz.” Bu örnekler gibi insanın bir şeyi sadece düşünmesi ve istemesi, partiyi hedefine ulaştırmaz. Başarı için çok çalışmak, uyulması gereken tüm şartlara uymak lazım.
    Kısa da olsa, yarım yamalak da olsa sizlere bir şeyler demeye kalktık. Karamsarlığımı mahzur göreceğinizi umarak inşallah ben de bu görüşlerimde yanılırım umuduyla, sıralamaya giren 8 adayımıza başarılar diliyorum.
    Esen kalın.